Yılmaz, Adaleti Savunanlar Stratejik Araştırmalar Derneği ve Bingöl Gelişim Platformu tarafından Üsküdar Üniversitesinde düzenlenen "Vesayetlere karşı bağışıklık" başlıklı panelde yaptığı konuşmada, vesayetin siyaset için adeta bir hastalık olduğunu söyledi.
Teşhisin iyi yapılmaması halinde tedavinin de imkansız olduğunu dile getiren Yılmaz, "Yıllar yılı bu hastalığın bedellerini, millet olarak ödedik. Vesayetçi bakışın çeşitli versiyonları var. Sadece askeri vesayet olarak görmek, çok dar bir alanı görmek olur. Bürokratik vesayet, sermayeden vesayet, medya içindeki vesayet odakları var. Hatta maalesef akademik dünyada bile vesayet var. Asker, askerliğini yapacak. Askere düşen ülkemizin emniyetini sağlamak, sınırlarımızın güvenliğini sağlamak, düşmanlarımıza karşı caydırıcılık getirmek ve bu görevleri milli iradenin temsilcilerinin emrinde en güzel şekilde yerine getirmek. Bunu yapan bir ordu, başımızın tacıdır." diye konuştu.
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimine değinen Yılmaz, şöyle devam etti:
"15 Temmuz, FETÖ çetesinin hain darbe girişimi, vesayetin son örneklerinden bir tanesi. Farklı bir versiyon, din kisvesi altında birtakım faaliyetler yapan, eğitim gibi masum faaliyetlerle kendini perdeleyen ama bir taraftan da millete güven veren bir yapı. Ancak devletin bazı güçlerini ele geçirip seçime gitmeden, millet demokratik bir program sunmadan ülkeyi yönetmeye çalışan bir grup. 15 Temmuz'da bu vesayetçi anlayışın tankla topla saldırdığını gördük. Bu vesayetçi anlayışı en iyi şekilde gösteren eylemler, Meclisimize ve külliyeye yapılan saldırılardır. Bu hain darbeyi yapanlar, Türkiye Büyük Millet Meclisine saldırdılar ve Cumhurbaşkanlığı makamına saldırdılar. Her ikisi de aslında milli iradeyi temsil eden kurumlar. Geçmişte düşman uçaklarının yapmadığını, bu hain çete yaptı. Başka bir 15 Temmuz yaşanamaması için bu vesayetçi zihniyeti üreten ortamı değiştirmemiz lazım. 15 Temmuzların tekrarlanmaması için, yapısal değişiklikleri ihtiyaç var. Bu da anayasal yasal değişikliklerle olacaktır. Meclisimizin 15 Temmuz sonrası getirdiği yeni anayasa değişikliği paketi bunun bir ürünüdür. Bu değişim gerçekleşmezse yeniden vesayet odaklarının hortladığını göreceğiz. Yeniden birtakım yapıların güç kazandığını göreceğiz. Yapmamız gereken, anayasal değişime 'evet' diyerek, bu sürekli kriz üreten sistemi, vesayetçilere cesaret veren bu ortamı değiştirmemiz lazım. Niçin başarılı olamadılar 15 Temmuz'da? Çünkü çok güçlü bir liderimiz vardı. Recep Tayyip Erdoğan, Allah ondan razı olsun. Ona uzun ömür versin. Başımızdan eksik etmesin."
- "Sivil yönetimin güç kazanmasından rahatsız oluyorlar"
Yılmaz, sivil yönetimin güç kazanması gerektiğini vurgulayarak, "Sivil yönetimin güç kazanmasından rahatsız olanlar, 'tek adam' diyerek bunu eleştiriyorlar. Bu 'tek adam' onların anladığı 'tek adam' değil. Demokratik bir ortamda milyonlarca insanın seçtiği insan, tek adam olmaz. Güçlü sivil yönetim olur. Onlar da belli dönemlerde olur. Belli dönemlerde görev yaparlar, arkalarında milyonlarca insanın, seçmenin gücü vardır, özgür iradesi vardır." dedi.
Güçlü sivil yöneticilerden rahatsız olanların aslında sivil yönetimden rahatsız olduğuna işaret eden Yılmaz, "Parlamentoda ayak oyunu yapanlar, halk doğrudan hükümetini seçince bunu yapamayacaklar. Vesayetçi yapı, artık hükümeti tayin edemeyecek. Son 14-15 senede, AK Parti'nin gücünden, Sayın Erdoğan’ın gücünden bunu zaten yapamıyorlardı. Ancak biz istiyoruz ki kurumsal olarak da bunu garanti altına alalım." değerlendirmesinde bulundu.
Yılmaz, yanlış bilgilere, dezenformasyonlara kulak asılmaması gerektiğini söyleyerek, "Herkes değiştirilsin istenenleri açsın bir okusun, eskiden neydi, yenisi ne olacak bir baksın. Bu deşiklikler güçlü bir yönetim sağlayacak, vereceği istikrar önümüze koyduğumuz 2023 hedeflerine daha rahat ulaşmamızı sağlayacak. Yüzde 50 oy gerektirdiği için ben merkez siyasetinin güçleneceğine, milletin birlik ve beraberliğini arttıracağına yürekten inanıyorum." ifadelerini kullandı.
Panele Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Adnan Tanrıverdi, Bingöl Valisi Yavuz Selim Köşger ve Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan da katıldı. Katılımcılara, Üsküdar Üniversitesi tarafından teşekkür plaketi verildi.