Diyarbakırlı Mehmet Zülfü Tiğrel, Diyarbakır'ın hatırlı ailelerinden Zülfüzadelere mensuptur. Rüştiye ve mülki idadiden mezun olduktan sonra memurluk yapar. 1912'de Osmanlı Mebusan Meclisi'nde mebustur. Üç dönem Diyarbakır mebusluğu yapar.
Birinci cihan harbi başlamıştır. Dört sene süren savaşın sonunda cephelerde kayıplar fazladır. Mondros mütarekesi imzalanır ancak emperyalistler bununla yetinmezler.
Mütarekeden üç ay sonra 15 Ocak 1919'da Diyarbakır Mebusu Zülfü Bey tutuklanarak Mısır'a götürülür. Zülfü Bey'in Diyarbakır'da birçok aşirete tesir ettiğini ve İngiliz kışkırtmalarına karşı bölgedeki gücü tutuklanmasında en büyük sebeplerden biridir.
İngilizler Anadolu'da başlayacak Milli Mücadele hareketini engellemek için 1915'teki Ermeni Tehcirini bahane ederler ve dönemin nazırlarını, ordu komutanlarını, valilerini, mebuslarını ve yazarlarını tutuklamaya başlarlar.
19 Mayıs'ta Samsun'a çıkan Mustafa Kemal Paşa'dan tam 10 gün sonra 29 Mayıs 1919'da başlayan tutuklamaların tarihi dikkat çekicidir. 145 kişilik listede devrin çok önemli isimleri yer alır. Zülfü Bey de Mısır'dan Malta'ya götürülür. 2 yıl 8 ay süren bir sürgün yaşayacaktır.
Malta günlerinde Zülfü Bey zorluklar yaşar. Bir kez bile mahkemenin huzuruna çıkarılıp yargılanmamıştır. İngilizler milli mücadeleye sekte vurmak için 1921 yılının ortalarına kadar onu Malta'da tutarlar. Mahkeme safhalarında diğer aydınların savunmaları tarihe geçecek önemli ifadeler içerir. İngilizler bu kumpası daha uzun sürdüremeyeceklerini fark ederler. Mustafa Kemal'in yükselen tepkisi, Londra basınında artan kamuoyu baskısı ve mali güçlükler bu sürgünün bitmesinde etkili olacaktır.
Anadolu'daki milli mücadeleye katkı verecek aydınlarımızın Malta Müdafaaları mutlaka okunmalı. Süleyman Nazif, Ziya Gökalp, Kuşçubaşı Eşref, Yunus Nadi, Şeyhülislam Ürgüplü Mustafa Hayri sadece birkaçıdır bu isimlerin.
Zülfü Bey, 25 Ekim 1921 tarihinde Malta'da bulunan diğer tutuklularla birlikte serbest bırakılmış ve 15 Kasım 1921 tarihinde Ankara'ya gelerek Türkiye Büyük Millet Meclisi genel kuruluna Diyarbakır Milletvekili olarak takdim edilmiştir.
Milli Mücadele zafere ulaşmıştır. 23 Ekim 1923'te Mustafa Kemal Paşa Halk Fırkası'nın tüzüğünü ve kuruluş dilekçesini imzalar. Dilekçede partinin kurucusu 9 kişinin imzası vardır. Diyarbakır Mebusu Zülfü Bey o isimlerden biridir.
Zülfü Bey, Osmanlı Mebusanlığı vazifesinden itibaren Diyarbakır ile ilgili önemli kazanımlara katkı sağlamıştır. Diyarbakır'a içme suyu temini konusunda çok sayıda önerge veren ve ısrarla ödenek talebinde bulunan Zülfü Bey bu konuda başarılı olmuş, Diyarbakır halkının suya erişimine katkı sağlayacak hizmetlere öncülük etmiştir.
Hamravat Suyu, Zülfü Bey'in önemli katkıları sonucunda ıslah edilmiş su kanalı yoluyla, şehir merkezindeki birkaç noktada bulunan çeşmelere ulaştırılmıştır. Böylece çok uzun yıllar boyunca içme suyu konusunda sıkıntı çeken şehir halkı temiz ve bol içme suyuna kavuşmuştur.
Diyarbakır'a tren hattının ulaşması için de çok çaba sarf etmiş olan Zülfü Bey, bu yöndeki çabalarının sonucunu ancak Cumhuriyet'in ilanından yıllar sonra almıştır. 1935 yılında tren hattının Diyarbakır'a ulaşmasının etkisiyle yerleşim, Diyarbakır Surları'nın dışına yayılmış ve günümüzdeki büyük Diyarbakır'ın temellerine zemin hazırlanmıştır. Tren hattı, ulaşım kolaylığı sağlamanın yanı sıra şehirdeki ve bölgedeki ticari faaliyetlere büyük hareketlilik kazandırmıştır.
Zülfü Bey'in Diyarbakır'a bir başka katkısı Ergani Madeni konusunda olmuştur. İlgili maden için Zülfü Bey hemen her meclis döneminde önergeler vermiş, madenin işletilmesi ve yöre halkının istihdamının sağlanması için dönemin hükûmetlerine çeşitli önerilerde bulunarak maden hakkında projeler sunmuştur. Sonuç olarak, meclis gündeminde kalmaya devam eden maden için, dönem dönem ödenekler ayrılmış ve kısmen de olsa yöre halkının istihdamı sağlanmıştır. (Bkz. Mekki Uludağ, Meclis-i Mebusan'dan TBMM'ye Bir Portre: Mehmet Zülfü Tiğrel, Doktora Tezi, İÜ 2022)
Zülfü Bey, Mebusan Meclisi'nde olduğu gibi TBMM'de sürekli olarak meclise gitmiş, oturumlarda bulunarak müzakerelerde yer almış, bölgeye dair meselelerde rol almıştır.
İkinci Yüzyılın ilk seçiminde Kılıçdaroğlu'nun CHP'si Diyarbakır'da 1. Sıraya Sezgin Tanrıkulu'nu aday yapıyor.
Sezgin Tanrıkulu ne demişti geçen sene?
Twitter'daki hesabından 24 Nisan 2022'de şunları yazmıştı: "107 yıl önce #24Nisan1915'te yüzlerce Ermeni aydını İstanbul'da gözaltına alınıp, Çankırı, Ayaş, Ankara'ya sürüldü ve zorla kaybedildi. Kötülüğün miladı ile olan bu tarihle yüzleşmeden gerçek adalet sağlanamaz."
Buyurun size yeni CHP.
Diyarbakır Mardinkapı mezarlığında yatan Zülfü Bey'in kemikleri sızlıyordur eminim.
CHP'nin bu kadar savrulacağını kim tahmin edebilirdi ki?