Beşiktaş-Galatasaray maçında iki gerçeği gözlemledik. Biri bilinmeyendi. Beşiktaş takımının bu yılki futbol çizgisinin yerleşik bir düzey haline gelip gelmediğinin yanıtıydı. Bursa’da gördüğümüz o üst düzey verim henüz yerleşmemişti.
Öteki bilinendi. Bir kısım seyircinin kendini tutamadığı, durumu kullandığı ya da kullanıldığı...
Bu ikincinin üzerinde çok durmak istemiyorum. 76 bini aşarak rekor kırmış, futbol sevgisi, Beşiktaş aşkı ile dolu insanların çok küçük bir kısmının sahaya girmesi ve bir gurur gününde yaptıkları utanılacak şeyler. Ülkemizde defalarca oldu. Bir daha izledik.
Sorun şu kulübün, bu kulübün sorunu değil. Ülkenin sorunu. Azgın, ahlak değerleri yerleşmemiş kesimlerin eğitimi sorunu. Ve bunu temelden çözecek bir girişimin olduğunu göremiyorum. Diyeceksiniz ki yasalar var. Var da yeterince işletilmiyor, bir; işletilse terbiye edici etkisi olmuyor, iki. Çünkü çözüm yalnızca ceza vermekte de değil. İnsanların onu algılamasında. Algılama çapında! Önemli olan ahlak değerlere uyan insanımızı üretebilmek. Çözüm burada. Yani toparlanmaya daha çoook var!
Hakem Aydınus’un yanlı yorumlarıyla kendini bitirişini başka zamana bırakalım.
Ve Beşiktaş’a gelelim:
Üçte üç yaptığında, rakiplerinin zorluk derecesi düşüklüğünden ötürü sakıngan davrandık. “Sonraki Bursa ve G.Saray maçlarına bakalım” dedik. Bursa’da parmak ısırttılar. GS karşısında bunu tekrarlasa, bırakın kazanmayı, yenilerek bile o oyunu gösterse, Beşiktaş’a tam notu verecektik.
Beşiktaş kısa bir süre gösterdi bunu. İlk yarım saatte üç pozisyon üretti, bir gol attı! Temposu, özgüveni, iyi savunması ve etkili hızlı hücumları vardı.
Ya yarım saatten sonrası? Durdular! Hataları, cesaretsizlikleri birbirini kovaladı. Savaşçılıkları, çabuklukları kayboldu. Özgüven kırıklığı egemen oldu. Galatasaray’ın alan bırakmayan, araya kaçırmayan, baskıda devamlılık gösteren yapısını aşamadılar. Kırılganlaştılar!
Tüm bunların söylediği bir gerçek vardı. Beşiktaş’ın özgüveni henüz kâğıttan bina gibiydi! Dokununca yıkılıyordu.
İşte temel eksiği bu Beşiktaş’ın.
Ve... Beşiktaş da elbette maç yitirecekti. Bu kaybı Galatasaray karşısında yaşamasından doğal bir şey olamaz.
Beşiktaş’ın, yapabileceklerinin değer yüksekliğini ve bu değeri hangi durumda kullanamadığını ilk beş haftada gördük.
Takım halen zirvede. Eksiğini giderebilecek zamanı ve olanakları var. Karamsarlığa düşmemek, zor karşısında güven kırıklığı yaşamanın çözümlerini kısa zamanda bularak ve seyirci olaylarının etkisinde kalmadan ileri bakmak gerek.