Başkan Obama’nın ara seçimi kaybetmesi bekleniyordu da, bu kadar ağır kaybetmesi beklenmiyordu. Yenilgi ağır oldu. Gerçi Obama bundan sonra da başkanlığı sürdürecek. Ancak Kongre’ye politika kabul ettirmesi, istediği gibi yasa geçirmesi mümkün olmayacak.
Yasa geçirmesi için bir yol, uzlaşma. Ancak ABD siyaseti bir hesaba göre 4 yıldır, bir başka hesaba göre de 2 yıldır kilitlemiş durumda. O zaman uzlaşamayanların şimdi uzlaşması zor. Hatırlayın, ABD yıllardır bütçe çıkaramıyor. Devlet kepenk kapatma noktasına geldi. İflas-temerrüt noktasına geldi. Aynı siyasiler şimdi daha da kızışmış ortamda karşı karşıyalar...
Obama’nın seçim sonrası ilk işaretleri de -ben kongreyle konuşurum, olmazsa, uzlaşamazsak, kendi başkanlık yetkimle icraat yaparım- havasındaydı. Bu da kongreyi elinde tutan Cumhuriyetçiler’i kızdırdı. Obama şimdiye dek zaten Kongre’yi es geçerek yetki kullanmaya çalışıyordu. “Obama Kongre denetiminden uzak yetki kullanırken Anayasa’yı çiğniyor” diye Cumhuriyetçiler zaten huysuzlanıyordu. Meclis başkanı Obama aleyhine şahsi “Anayasa’yı ihlal” davası açmaya hazırlanıyordu. Şimdi aynı durum, sistemi zorlar. ABD’de siyasi istikrarsızlık değil kilitlenme var. Belirsizlikten çok şu belirli: Fazla kapsamlı, detaylı icraat olmaz.
Obama’yı 8 yıl önce devraldığı ve hâlâ izlerini silemediği ekonomik yangın zayıflattı. Kağıt üzerindeki verilerin aksine ekonomi hâlâ rayında değil. Ekonomi düzelmiş olsa seçmen muhalefete değil Obama’ya ve partisi Demokratlar’a oy verirdi. Obama’nın en büyük destekçisi göçmenler de hayal kırıklığı yaşıyor. Göçmenlerin durumunda beklenen iyileşme olmadı.
Sağlık reformu yapıldı ancak çoğunluk memnun değil. ABD’nin Obama politikaları yüzünden dış dünyada zayıf kaldığı eleştirisi de sık sık yapılıyor. Bundan sonra daha artacak.
Seçmen Ebola ve IŞİD gibi tanımlanması zor ve korku faktörü fazla etkilerle Cumhuriyetçiler’e kaydı. Obama seçim sonrası hem göçmenler hem de IŞİD konusunda kongreden yasa çıkarmayı planlıyor. Göçmen meselesi bu durumda muhtemelen tıkanır. Orada da taraflar -biz değil onlar tıkadı- diye kampanya yapma fırsatı bulur.
IŞİD ise ilginç. Obama IŞİD’i başkanlık yetkisiyle bombalıyor. Şimdi ise kongreden yetki almak istediğini bildirdi. Yetki şimdi niye lazım? Daha geniş bir harekat niyeti kimsede yok. Şimdiye dek olandan farklı bir politika belirlenmiş değil. ABD farklı adım atma niyetinde değil. O yüzden bu girişim de -başkan çabalıyor kongre engelliyor- tekerlemesine konu olabilir.
Yakın dönemde Obama Yönetimi’nin iç ve dış politikada ‘başarı’ hikayelerine ihtiyacı var. Türkiye açısından ABD’yi okumak için bu açı yararlı olabilir. Aynı zamanda Obama’nın Irak ve Suriye’de içinde ‘başarısızlık’ kelimesi geçen bütün hikayelerden uzak durması beklenebilir.
Türkiye ABD’nin bölgedeki en önemli müttefikidir. Bu önem Türkiye’nin ABD gündeminde olan konularda fark yaratabilme konumundan kaynaklanıyor. Örneğin mesele İncirlik değildir İncirlik, konuşulması ve fikir birliğine varılması gereken bir dizi başlıktan biridir.
Türkiye’nin ABD’ye destek olmadığı algısı ilişkileri düzeltmeye, ilişkileri ilerletmeye değil, bozmaya yönelik bir algıdır. İki ülke aranda hâlâ soğuk savaş zamanından kalma ast-üst ilişkisi beklemek iyi niyetli bir yol değildir. Bu seçim sonrasında Kongre’de Türkiye ile daha yakın çalışmak isteyecek bir Cumhuriyetçi kadro vardır. Çare, karşılıklı hassasiyetlere özen gösterip ortak yol bulmaktır.