İmralı'dan gelen açıklamalar ülkemiz açısından yeni bir döneme işaret ediyor. Adalet Bakanlığı yeni paketin detaylarını vermeye başladı. 28 Şubat'ın 28. yılındayız, "başörtüsü meselesi tam anlamıyla çözülmedi" dersem, şaşırır mısınız? Bu üç gelişmenin de ortak noktası anayasa. Kısaca ve önemli yerlerine değinerek bugün bu konular üzerinde durmak istiyorum.
İMRALI NE DEDİ!
Evvela neresinden bakarsak bakalım bu büyük bir kazanımdır. Pek tabi bu çağrının terörün tüm unsurlarına dönük olduğu kesin ancak her kesimin aynı cevabı vereceği muallak. Bunu zaman gösterecek. Ancak yapılan çağırının Türkiye ve bölgedeki diğer ülkelerdeki sadece PKK irtibatlı silahlı yapılara değil bunların tüm unsurlarına dönük olduğunu görmek gerekiyor. PKK, "paradigması iflas etti" deniyor ve "bağımsızlık", "federasyon", "idari özerklik" veya "kültüralist" (yani ırk da dahil olmak üzere diğer kültürel öğelere göre yapılan siyasi tasnif) yaklaşımlarının rafa kalkması gerektiği belirtiliyor. Bu, bulunduğunuz ülkede "siyasi" mücadele yürütün ve "temel hak ve özgürlükler" odaklı analiz yaparak süreci devam ettirin demek.

SİYASİ KAZANIM SORUNU...
Normal bir ülkede böyle bir çağrıdan sonra bu işin mimarı olanlar sadece ve sadece tebrik edilir. "Ama", "fakat" vb. ifadeler ile üstü kapalı biçimde eleştirilmez veya "örgüt üstüne düşeni yaptı, şimdi sıra hükümette" biçiminde sözlerle süreci anlamadığını bu kadar açık etmez! Burada kazanan Cumhur İttifakından, Erdoğan'dan ve Bahçeli'den önce, Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Milletidir. Herkesin sorumlu davranması gerekir!
BAKAN AÇIKLADI: YENİ PAKET YOLDA!
Günlerdir konuşuyoruz. Yeni düzenlemeler geliyor. Dün Ahmet Hakan'a konuşan Adalet Bakanı Tunç, konuyu çok güzel izah etti. Şunu net biçimde anladım, "cezasızlık algısını kaldıracak" düzenlemeler ile eşitlik ilkesi bağlamında hakkı zayi olan "hükümlülere kısmi af" gündemde. Sayın Bakanın konuşmasından anladığım şu, saha iyi taranmış, tüm kesimlerle konuşulmuş. Getirilen yeni suçlar ve idari yaptırımlar bunun en güzel örneği...

DÜN ÖĞRENDİKLERİMİZ
Konuşmanın satır aralarından yeni duyduklarımız şunlardı:
*Trafik kazasından sonra olay yerini terk etmek diye bir suç düzenleniyor.
*ATM'lerden "yüzü kapalı" para çekme yasaklanıyor, böylece dolandırıcılık faillerine ulaşmak kolay olacak.
*Tutuklama konusunda hakimlere kişinin sabıkası çoksa yani "suç makinesi" ise takdir hakkı tanınacak.
*Dolandırıcılığı önlemek için bir telefonda en fazla üç hat kullanılabilecek.
*Bilişim suçları için ihtisas mahkemeleri kurulacak.
*Trafikte makas, drift atma, alkollü araç kullanmaya astronomik para cezaları geliyor.
*Araçla ısrarlı takip etme, sıkıştırmanın cezası ağırlaşıyor, suç olarak düzenlenme ihtimali var...
28 ŞUBAT'I BİTİREN GENELGE
"Talimatlar hukuku" olarak ifade edebileceğimiz bu dönemin tüm mevzuatı genelge veya daha alt düzeydeki belgelere, komutanların "rahatsızlığı" şeklinde ifade edilen "sözlü emirlere" dayanıyordu. Sayın Erdoğan bir genelge ile 2010'da tüm bu tür yasakları ortadan kaldırdı. Ama başörtüsü konusunda "şuandaki iklim" kimseyi yanıltmasın.

AYM KARARI BÜYÜK SORUN!
Anayasa'nın 10 ve 42. maddelerine dair kanun TBMM'de 411 gibi rekor bir oyla kabul edilmişti. Ardından CHP bu kanunun, (yani 5735 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun) 1'inci ve 2'nci maddelerinin iptali istemiyle Anayasa Mahkemesi'ne başvurmuştu... AYM "Meclis ilk dört maddenin ruhuna aykırı yasa yapamaz", "bu anayasa değişikliği laiklik ilkesine aykırıdır" şeklinde karar verdi 2008 yılında. CHP'nin açtığı davayla iptal edilen başörtüsü düzenlemesi bize 28 Şubat'ın bitmeyen kötü mirası. Sorunu yasal zeminden, anayasal düzleme taşıyan bu hamlenin doğurduğu sorun halen tam anlamıyla giderilmiş değil.
TEK İHTİYACIMIZ, İYİ BİR ANAYASA
Türkiye'de terör, darbe, yasaklar ve ceza adaleti konusundaki sorunları çözmenin tek bir yolu var. Tüm kesimlerin ittifakıyla oluşacak bir anayasa. Muhalefetin bunu gündemleştirmesi gerekiyor. Cumhurbaşkanı adayı belirlemekten de önemli olan ihtiyaç, bu çağa ve 100. yıl vizyonuna uygun yeni bir anayasa... İktidarla savaşmaktan daha zoru, toplumsal barışa katkı sunacak yeni anayasa gündemini oluşturmak. Tüm anayasal taleplerini gündeme getirebilecek bu evrede, muhalefetin kolaya kaçması ilginç! Sonra "muhalefet sorunu" var dediğimizde lütfen kimse kızmasın!