Kimse zıvananın tanımını, üstelik evrensel insan hakları çerçevesinden saparak kendi yapmaya kalkmamalı, zıvananın neresi olduğu keyfi hale gelirse, başkaları da başka zıvana delikleri tanımlarlar, bu işin sonunun nereye varacağı da belirsizleşir.
Bir köşe yazarı için muhtemelen en can sıkıcı şey, zaman içinde aynı konuyu aynı taleplerle tekrar tekrar işlemek, ele almak zorunda kalması; üstelik konu en temel hak ve özgürlüklere ilişkin bir konu ise.
Basından öğrendiğime göre, AK Parti İstanbul Milletvekili Oktay Saral Muhteşem Yüzyıl dizisinin yayından kaldırılmasına yol açacak, tarihi olayları, şahsiyetleri küçük düşüren, aşağılayan ve çarpıtan filmlere yönelik hazırladığı kanun teklifini AK Parti Grubu’na sunmuş. Sayın Oktay Saral şöyle buyuruyor: “Bundan sonra Türk aile yapısına uygun, çocuklarımızı rencide etmeyecek, bizim dilimizde zıvanadan çıkarmayacak dizi yapacaklar. Artık bu tarz dizileri bin düşünüp bir yapacaklar. İnsanlar bize, ‘Bu diziler yüzünden çocuklarımız tarihini, atasını tanımıyor’ diyorlar.”
Ne diyebiliriz, Allah akıl fikir versin; öğrendiğime göre Sayın Saral, İstanbul 1. Bölge milletvekili imiş, bendeniz de 2011 seçimlerinde AK Parti’ye Kadıköy’de oy verdiğime göre demek bu zat-ı muhterem benim de katkım ile TBMM’ye girmiş, bu da meselenin, Siyasi Partiler Kanunu’nun, Seçim Kanunu’nun bir azizliği, ürettiği traji-komik bir durum.
“Negatif tasarruf” konulu bugüne dek üç yazı yazmışım, bu dördüncü oluyor; birincisini 20 Ekim 2004’de “Muhafazakarlık nasıl olmalı”, ikincisini de 14 Şubat 2008’de “Türban, 301, muhafazakarlık ve yasaklar” başlıklarıyla Zaman Gazetisi Yorum sahifesinde, üçüncüsünü de bizim Star Gazetesi’nde 31 Ocak 2012 tarihinde “Devlet ve muhafazakarlık” başlığı ile yazmışım, ana temam ortak, o da “negatif tasarruf”.
Muradımı 31.1.2012’de Star’da yazdığım yazıdan üç alıntı ile bir kez daha açıklamaya çalışıyorum:
1-Siyaseten bugün çok güçlü konumda olan muhafazakarlar on senelerdir örselenmiş muhafazakarların ve başka kesimlerin temel hak ve özgürlüklerini genişletip, muhafazakarların kamusal yaşama oldukları gibi katılımını hala engelleyen düzenlemeleri mi normalleştirecekler, yoksa toplumun bütününü muhafazakarlaştırma gibi bir projenin mi peşine takılacaklar?
2- Muhafazakar eğilimli siyasal iktidarın siyasi projesi çok geniş muhafazakar kesimin ve başka mağdurların önündeki kamusal engelleri ortadan kaldırmak olmalı, yeni sınırlayıcı düzenlemeler değil.
3-Muhafazakar toplum ideali herkesin muhafazakarlık temelinde benzeşmeye başladığı bir toplum idealidir; liberal toplum ise herkesin özgürce kendisi olabildiği bir toplum. Hangisini tercih edeceğiz?
“Negatif tasarruf (edim)” kavramından muradım mevcut iktidarın hala yürürlükte olan yasakları, saçmalıkları kaldırarak yoluna devam etmesi ama bu arada kendi elleriyle yeni yasaklar, yeni saçmalıklar üretmemesi.
İstanbul Milletvekili Sayın Saral’a, muhtemelen kendini muhafazakar olarak tanımlıyordur, sormak lazım; genel nüfus içinde başı kapalı kadınlarımızın oranı yüzde elliyi haydi haydi aşarken sen TBMM’ye türbanlı milletvekili sokamıyorsun; kadınların çok önemli bir bölümü en temel hakları olan kamu hizmeti üretimine oldukları gibi giremiyorlar; devlet protokolünde Genelkurmay Başkanı hala ve hala tüm bakanların, anamuhalefet partisi liderinin, tüm milletvekillerinin, yani senin önünde; aynı Genelkurmay Başkanı Kudüs’teki muallak taşı gibi havada duruyor, Başbakan’a bile bağlı değil (Anayasa 117), hala, on sene sonra, Milli Savunma Bakanı’na bağlayamadınız; YAŞ hukuku değişmedi, mesela bir kuvvet komutanını Genelkurmay Başkanı önermeden atayamıyorsunuz; milletvekilleri, sen dahil, göreve başlarken Atatürk ilkeleri üzerine yemin ettiriliyorsunuz; Siyasi Partiler Kanunu’na göre her parti hala Atatürkçü olmak zorunda; tüm dini eğitim ve süreçleri hala devlet kontrolünde; TSK İç Hizmet Kanunu 35. madde hala orada duruyor; bu listeyi istediğin kadar uzatabilirim, sen hala televizyon dizileriyle uğraşıyorsun, buna en hafif deyimiyle siyasi şaşılık, siyasi oportünizm derler.
Genelkurmay Başkanı’nın tüm bakanların, tüm milletvekillerinin (Başbakan ve TBMM Başkanı hariç) önünde olduğu bir devlet protokolü (Mayıs 2012) seni zıvanadan çıkarmıyor da bir televizyon dizisi çıkarıyor ise, senin zıvananda bir sorun olduğunu düşünür aklı başında bir insan.
twitter.com/KarakasEser