Bu sezon itibarıyla ligimiz çok ilginç olaylara sahne oldu. Puanlar o kadar dip dibe geldi ki, kaybedilen bir maçtan sonra ligimizin lideri değişiyor. En son oynanan Başakşehir-Fenerbahçe maçında konuk takım galip gelince, liderlik koltuğuna bu kez Galatasaray oturdu. Anlaşılan şu ki, zirvedeki ilk dört takımın arasından biri şampiyon olacağa benziyor.
Galatasaray’ın zorlu deplasman maçları olduğu gözüküyor. Yalnız Cim-Bom’un değil, diğer dört takım arasında oynanacak deplasman maçları bu şampiyonluk yolunda büyük önem temin edecek. Beşiktaş’ın Şampiyonlar Ligi’nde oynayacağı Bayern Münih karşılaşması çok önem kazanıyor. Eğer Kartal, Bayern Münih karşısında başarılı bir sonuç elde edip aynı futbolu tekrarlarsa moral motivasyonu yüksek olur, lig maçlarındaki başarılarına da devam eder. Beşiktaş, Bayern Münih’e kaybederse, hiçbir zaman dünyanın sonu değil. Kendi ligine döner ve de şampiyonluk yolunda yol almaya devam eder.
Medipol Başakşehir, Fenerbahçe karşısında kaybedince çok ilginç bir görüntü ortaya çıktı. Eğer Emre Belözoğlu’nun yokluğuna sığınacaksa Başakşehir, oynamadığı bir maçta yenilgi alıyor ise, o zaman o takımda bir sorun var demektir. Çünkü bir takımın bir futbolcusunun cezalı olmasına bağlanıyorsa bu yenilgi, o zaman Abdullah Avcı Hoca’nın düşünmesi gerekir.
Fenerbahçe, Başakşehir karşısında ilk kez iyi futbola yakın oynayıp beğeni kazandı. Hiç alışamadığımız bu sezonki futbolunun dışında takım halinde önde baskı kurarak adeta Başakşehir’i sürklase edip galibiyete ulaştı. Galibiyetin en dikkat çekici yanı Mehmet Topal ve Josef’in hücum ağırlıklı futbola yakın olmasıdır.
Galatasaray’da varsa yoksa Bafetimbi Gomis. Ben son yıllarda bir futbolcunun bu kadar gole aç olduğunu ilk kez görüyorum. Gomis’in cezalı veya Allah saklasın sakat olması durumunda Galatasaray’ın süngüsü düşer. Çünkü Gomis, Sarı-Kırmızılı takımın gol krallığına koşacak futbolcusu olarak gözüküyor.