Eskişehirspor için hayati önem taşıyan, Trabzonspor için üst tarafı takip etmek için mutlaka galip gelmesi gereken bir maçtı. Eskişehirspor, “Çok sert oynayarak Trabzonspor'u durdururum” mantığı ile maça başladı. Trabzonspor bu sertliğe rağmen müthiş mücadele örneği gösterdi. Hatta bir ara rakibini orta sahadan öteye bile geçirmedi. Fakat Trabzonspor'un bu baskısı gol pozisyonu getirmedi. Belkalem'in sakatlığı savunma dengesini bozdu.
Eskişehir, Trabzon’un çılgınca atak yapıp arkada boşluk bırakmasını iyi değerlendirdi, kontrayla golüne kavuştu. Kısaca gol tam bir hakem faciasıydı.
Trabzonspor'u sahasında bu kadar istekli ilk defa gördüm. Eskişehirspor'un da bu maçın ne demek olduğunun iyi anlatıldığını, futbolcuların da bunu idrak ettiklerine şahit olduk.
İkinci yarı da aynı tempo ile başladı ama golcü Cardozo'nun ağır olması sıkıntı yarattı. Trabzonspor gol bulmak için istekliydi. Sağdan soldan Eskişehirspor kalesini sıkıştırdı. Trabzonspor rakip kalede gol ararken arkada bıraktığı boşluklara Eskişehirspor yine kontra toplarla sarktı. Mori, Ömer, Aytaç ve Erkan yakaladıkları pozisyonları değerlendiremedi. Ev sahibi ise Cardozo, Özer ve Yusuf'la gole yaklaştı ama Eskişehir savunması ve Boffin'i geçemedi. 74. dakikada yine ani bir Eskişehir atağında Ömer golleri ikileyince konuk ekip rahatladı. Özer farkı bire indirse de sahanın en iyisi Ömer kendisinin ikinci, Eskişehirspor'un üçüncü golünü kaydedince Trabzonspor bu sezon sahasında ilk kez yenilgiyle tanıştı, zirve yarışında çok geride kaldı.
İş olsun diye söylemiyorum; Trabzonspor'u ilk defa bu kadar istekli gördüm. Mücadelesini sevdim. Ama gol yollarındaki organizasyonsuzluk kendini gösterdi. Savunmada süratli adama ihtiyaç var. Süper Ligimizdeki 17 takımın da istediği Mustafa Yumlu'yu kapris uğruna kadro dışı bırakmak tamamen futbola ihanettir.
İbrahim Hacıosmanoğlu'na buradan yazıyorum. Mustafa Yumlu bu takımda oynar. Affedilmeyecek bir şey yaptığına da inanmıyorum. Bu yazıyı yazanın kim olduğunu biliyor olman gerekir diye düşünüyorum.