Bir haber: Taekwondo Milli Takımı sporcularımızdan Kübra Dağlı, Peru'da Dünya Taekwondo Şampiyonu oldu.
Kübra dünya şampiyonu oldu. Oldu olmasına da, onca rakibi gidip 11848 km ötede, Peru’da devirip şampiyon olan Kübra, Türkiye’de haber olamadı.
***
Haber değeri bulamadık sende Kübra’cım, kusura bakma.
Yani haber var olmasına ama bi’şey eksik sanki bu haberde.
Biraz sansasyon olsa mesela;
Aşk dedikodularına karışsaydı adın.
Bir yarışmayla adaya gitseydin de orada hır-gür çıkarsaydın.
Ne bileyim, milli ve manevi değerlerle dalga geçen bir twit atsaydın falan.
İnstagram’a attığın fotoğrafına kısa sürede binlerce yorum gelseydi, sonra tepkiler üzerine kaldırsaydın.
Görmemişlik sayılmıyor artık, sana gelen pahalı hediyeleri sosyal alemde paylaşsaydın.
Hoş sana pahalı hediye de gelmiyordur ya, neyse…
***
Kısacası gündem çok yoğun.
Ortalık da fena karışık zaten bu ara.
Spor sayfalarının siyah-beyaz kısımlarında PTT 1. Lig haberlerinin altında bir yer boş kalırsa oraya koyuveririz
Renkli sayfaları hiç sorma zaten, orada son zamanlarda hızla tırmanan Fatih Hoca - Arda gerginliği var. Arda’da milli takımı bırakacak galiba. Hoca geri adım atar mı atmaz mı, uzmanlardan görüş alacağız falan filan.
***
Biz de şaşırdık be Kübra ne yapacağımızı.
“Halk bunu seviyo” diye diye ne kadar eciş bücüş şey varsa koyduk önlerine.
14-15 yaşında moda ikonu kızlarımızın 16-17 yaşındaki cool delikanlılarımızla flörtleşmelerini anlatan gençlik dizilerimiz çok tuttu, ne yapalım biz de devam ettik.
Halk bunu seviyo’du çünkü.
Her şeye gırgır-şamata kattık. Tartışmanın kavgalısını, spor programının geyik muhabbetlisini sevdirdik halka.
Halk da sevdi.
Damadın kayınvalideyle, yeğenin amcasının eşiyle aşk yaşadığı diziler bitecekken yerine haremden çıkmayan kadın düşkünü padişahlar türettik.
Tarihteki gerçek padişahların seferden sefere koşarken saraya gelecek imkanı yoktu ama zaten gerçekleri çeksek reyting almazdık. Hem bi’de bu belgesel değildi ki, diziydi…
Halk bunu seviyo’du neticede.
O bitti bu sefer moda programlarıyla kızları birbirine çemkirten, sonra da kedi yürüyüşüyle podyumda yürüten, sonra da yerin dibine sokan bir akım başlattık.
İnanır mısın, halk bunu da sevdi.
O bitti, bu sefer de evlendirme programı adı altında insanlık onuru denen şeyi kurban bayramından kalma et çekme makinasıyla bir güzel kıyma yaptık.
Köle pazarını tarihi filmlerde izlerdik, herhalde oradan aklımızda kaldı. Bu yarışmalarda onun yeni versiyonunu yaptık. Çık ekrana, talipli bul, talipli arasın malını mülkünü saysın, en çok malı olanla evlen’eceksen gel!
Yanisi güzel kardeşim.
Bizim de suçumuz yok, halk ne seviyorsa onu koyduk.
Galiba bizim halk bi’ seni sevmedi..
***
SON SÖZÜM HALK’A
Sen de artık kendine gel be kardeşim.
Önüne her konulanı yeme, hem “ıyy” deyip hem de izleme.
Evine sokma artık şu zırvaları.
“Halk bunu seviyo” dedikleri şeylere bak, kendine bunları mı layık görüyorsun?
Sana bunları layık görüyorlar, hiç mi kızmıyorsun?
En güzel şeyleri, en gerçek başarı hikayelerini, en samimi duyguları, hisleri senden saklıyorlar. “Bunu sevmez, beğenmez” diyorlar. Buna bir dur demeyecek misin?
Kızgınım sana, çok kızgınım.
Hiç öyle senin gönlünü almak için “Bizim halkımız şöyledir, böyledir, bunlara layık değildir” demeyeceğim.
Aha işte, önüne koyuyorlar, sen de yiyorsun. Bal gibi de layıkmışsın işte. Bana kızma, bunu ben demiyorum.
Kapat artık şu seninle alay eden, zekanla dalga geçen programları.
Yakışmıyor, vallahi yakışmıyor.
Evde çoluğun-çocuğun var, gencin var. Onlara ne izlettirdiğine dikkat et.
Çürük bir meyveyi, bozulmuş yemeği yedirmiyorsun da çürük programları niye izlettiriyorsun?
Bir toparlan artık ya. “Halk bunu istiyo” cuların ağzına ağzına vur reytingleri.
Onlar yüzünden, onların önüne koyduğunu kabul ettiğin için gerçekleri, gerçek haberleri, kaliteli, başarılı, pırıl pırıl gençlerini göremiyorsun. Buna bir dur de.
Hadi artık…
***
İSTİSNA
Haber kanallarını vs. saymıyorum, dizilerin, yarışma programlarının olduğu kanallar için yukarıda söylediklerim. Bu yukarıda yazdıklarıma istisna olarak bir TRT1 var.
Hemen öyle, devlet kanalı diye kayırdığımı düşünmeyin.
Yarışmasından spor programına, dizilerinden filmlerine gerçekten iğne oyası işler gibi yapıyor işini TRT1.
Seksenler’de 80 darbesini ve yaşanılan o günleri çok güzel işlerken, “Sevda Kuşun Kanadında”da daha öncesini, başımıza bu FETÖ belasının çıktığı zamanları anlatıyor. Diriliş Ertuğrul’da ilk uyanışımızı hatırlatırken Gündem Ötesi’nde sırf programın ismiyle bile suni gündemlere bir cevap veriyor. Anlaşılıyor ki hiçbir şeyi öylesine, olsun diye yapmıyorlar.
Yiğidi öldür, hakkını ver demişler. İşini incelikle düşünen ve çalışanla “Halk bunu istiyo’cuları da aynı kefeye koyarsam yanlış olur. Ellerinize sağlık TRT1
***
Tekrar başa dönüyorum.
Tebrik ediyorum Kübra.
Bileğin, yüreğin hep böyle sapasağlam kalsın.
Bayrağı hiç indirme gönderden, hep birincilikte kalsın.