Normal bir insan zihninin bütün/entegre, tutarlı ve esnek olması beklenir. Fakat özellikle çocukluk çağında tecrübe edilebilen travmatik tecrübeler zihnin dağınık, çelişkili ve katı bir hale gelmesine sebep olabilir. Anormal yaşam şartlarına karşı bölünerek cevap veren zihin, bütünlüğünü ve tutarlılığını kaybedip katı bir hale gelebilir.
Zihin bütün veya parçalı olabilir
Zihnimiz bütün olabileceği gibi parçalı da olabilir. Bütün ve entegre bir zihin, düşünce ve duygular açısından süreklilik gösterir, meselelere odaklanabilir. Bütüncül zihin, muhakeme edip, seçenekleri gözden geçirip, karar alabilir. Kimlik algısı bütüncül olur.
Zihin entegre değil de parçalı ise; zihnin içinde konuşma olur. Meselelere odaklanma zorlaşır. Duygularda sürekli bir değişim ile beraber kimlik algısı da çoğul olur. Kişi kendisinin kim olduğu konusunda kafa karışıklığı yaşar. Çünkü bir kişi yerine birden fazla kişilik hali oluşmuştur.
Zihin tutarlı veya çelişkili olabilir
Kişilik ve sosyal kimliğimiz tutarlı veya çelişkili olabilir. Örneğin dini inançları olan bir birey, inançları ile tutarlı davranabilir veya açıkla çelişkili yaşayabilir. Çocukluk travmasına karşı bölünmüş bir zihin bir taraftan oldukça dindar bir kimlik geliştirirken öbür taraftan dine mesafeli hatta gıcık bir kimliği oluşturabilir.
Zihnin eş zamanlı çalışmamasından dolayı, bütünlük ve tutarlılık sağlanamaz, kolayca uçlara gidilerek çelişkili yaşam biçimleri oluşabilir. Örneğin bir kimlik kendini bedensel görünüm, düşünme ve davranma biçimi açısından “dindar” olarak tanımlarken, diğer kimlik kendini “dünyevi” olarak tanımlar. Hem zihinsel dünyada hem de gerçek dünyada bu iki kimlik arasında mücadele ve gerilim yaşanabilir. İki kimlik de kendi iktidar alanını kurmak için diğerini baskılamak için uğraşabilir.
Zihin esnek veya katı olabilir
Normalde iyi bir zihnin bütün, tutarlı ve esnek olması beklenir. Travmatik zihin ise dağınık, çelişkili ve katıdır. Travmatik zihnin katı olmasının nedeni, zor şartlarla baş etmek için zihnin bir görev adamı yaratmasıdır. Görev bilinciyle “yazılım” şeklinde üreyen zihin katı olur. Örneğin çocuklukta zor şartlarla baş etmek için üretilen “sinirli, koruyucu veya savaşçı” kimlik artık her şartta ve her durumda sinirli ve kavgacı davranır. Kimliğin katı yazılımı sebebiyle esneklik kaybolmuş olur.
Sonuç olarak çocukluğumuzun travmatik olup olmaması hayati önemde. Çünkü doğal seyrinde bütüncül olan veya kalan zihnimiz, travmatik yaşantılarla doğal hali bozulup; parçalı, çelişkili ve katı hale geliyor. Bu sebeplerle; çocuklarımızı tacizden, dövülmekten, aşağılanmaktan, aile içi şiddete ve kavgaya maruz kalmaktan korumak hem devletin hem de ailelerinden en önemli görevlerinden biri.