Kolay değil, 80 milyonluk bir ülke yenileniyor. Temizleniyor.
Üstelik ayan beyan ortada olan değil, gizlenmiş-saklanmış, sinsi bir yapıdan temizleniyor.
Futboldan sivil topluma, kamudan eğitime, ordudan polise kadar büyük bir temizlik.
Her gün bir başka kurumda sesler yükseliyor, her gün bir başka alanda temizlik “ansızın” başlıyor.
Üstelik aynı anda… Senkronize bir şekilde.
Bu temizlik, bu değişim öyle çok şeyi değiştirecek ki, şimdiden yeni dönemin fikirsel altyapısını hazırlamamız gerekiyor.
Öyle büyük bir yapı çıkacak ki ülkenin içinden, adeta kendi ülkemize yeniden yerleşeceğiz. Kurumlarımızla yeniden tanışacağız.
Örnek mi?
Mesela kayırma yöntemiyle kendi istediği insanlara destekler veren KOSGEB destekleri artık gerçek girişimcilere ulaşacak.
Mesela marka tescil ve patent için başvurduğumuz, tüm fikirlerimizi sunduğumuz Türk Patent Enstitüsü’nün içindeki gizli kapaklı kişiler fikirlerinizi çalamayacak. Bir süre sonra fikrinizin aynısını bir yerde görüp şaşırmayacaksınız.
Mesela kendilerine yakın olanları destekledikleri, olmayanları da dibe çektikleri alanlarda, sanatta, sporda, iş dünyasında artık gerçek anlamda başarılı olanlar yükselecek.
İşte bu dönüşüme, bu değişime hazır olmak zorundayız.
***
Yeni dönemde eskiden göremediğimiz bazı şeyleri de görmeye başlayacağız..
Bu gizli yapı, bu dünyanın en sinsi terör örgütü öyle sarmıştı ki kanserin vücudu sarması gibi, birbirimize güvenimiz kalmamıştı.
Şu anda da bu güvensizlik ayyuka çıkmış durumda. Herkes yanındakine bakıyor, 10 yıllık mesai arkadaşına, patronuna, akrabasına.
Amaaaaa… Temizlik gerçek anlamda bittiğinde bu güvensizliği tamamiyle attığımızda üzerimizden; yepyeni bir döneme gireceğiz.
Eleştiri, uzlaşı ve tartışma dönemine.
Son olaylar, muhalefetle iktidarın bu denli işbirliğine yaklaşması, güçlü bir diyalogun tesis edilmesi muhalefetin gerçekten iktidarın daha iyi işler yapmasını destekleyen, hatalarında kontrol eden ve uyaran pozisyona geçmesini sağlayacak.
Bu güne hazır olmalıyız. Bu ülkenin birlik ve bütünlüğünü birinci öncelik sayan herkese kucak açmaya şimdiden başlamak zorundayız.
Eskinin travmalarını, bu travmaların bizde bıraktığı izleri ne kadar erken silersek geleceğe o kadar hızlı ulaşırız.
***
OKUMAYA BAŞLAMA ZAMANI
Sadece Chicago Üniversitesi kütüphanesinin 9,6 milyon kitabı var.
Bütün Türkiye üniversitelerinin toplamının iki katı.
Bu kötü dönem kapatıldıktan, karanlıktan aydınlığa çıkıldıktan sonra en çok ihtiyacımız olacak olan şey iyi eğitim almış bir gençlik.
Sadece sınavlarda kağıtla kalemle değil bir fikri sunarken, insanlara anlatırken de kendini ifade edebilen bir gençlik.
Sınıfta diğer arkadaşlarının sadece ensesini, sırtını görmeyen, yüz yüze iletişime açık bir gençlik.
Uzmanlaşan, odaklanan ve o alanda da dünyanın en iyisi olmaya çalışan bir gençlik.
Biliyor musunuz? Biz az çalışıyor filan değiliz üstelik.
Bir günde çalışmaya, yani mesaiye harcadığımız zaman Japonya, İtalya, Kanada, Finlandiya, İsviçre, Norveç ve Almanya gibi ülkelerden daha fazla.
Demek ki daha çok değil, daha etkili ve verimli çalışmayı başarabilmiş bir gençlik.
Güzel günler yakın, gençler.
Yeter ki biz güzel günlerde güzel işler yapmaya yakın olalım.
Neydi o meşhur, güzel söz?
Ne istediğini bilene, kainat çekilip yol verir.