Bilimsel araştırmalar, zerdeçal özütünün özellikle iltihap giderici, oksidatif hasarı önleyici ve mikroorganizmalara karşı etkinliği ile kanserler dâhil birçok hastalığın önlenmesi ve tedavisinde rol oynayabileceğini ortaya koyuyor.
Zerdeçal rizomu, taze ya da kuru halde, başta Hindistan olmak üzere Uzakdoğu ülkelerinde binlerce yıldır geleneksel sağlık sisteminin ve baharat olarak da mutfağının en önemli elemanlarından biri. Ancak batılı toplumlarda son yıllarda yer almaya başladı. Şüphesiz bunun başlıca nedeni, gelişen bilimsel araştırma tekniklerinin ortaya koyduğu çok kapsamlı ve çeşitlilikte biyolojik etkinlik özelliği. Yürütülen bilimsel araştırmaların sonuçları özellikle iltihap giderici, oksidatif hasarı önleyici ve mikroorganizmalara karşı etkinliği ile kanserler dâhil birçok hastalığın önlenmesi ve tedavisinde rol oynayabileceğini ortaya koyuyor.
Sedef hastalığı ya da tıp dilindeki adı ile ‘psoriasis’ bağışıklık sistemi sorununa bağlı bir iltihaplı deri hastalığıdır. Hastaların çoğunluğunda psoriasis’in yanı sıra metabolik sendrom, Crohn hastalığı ve kalp damar hastalıkları gibi iltihaplı hastalıklar birlikte görülmektedir. Hafif ve orta derecede sedef vakalarında genellikle haricen sürülen veya ağızdan alınan ilaçlar ile şikâyetlerin kontrolü sağlanabilmektedir. Ancak hiç şüphesiz bu uygulamalarda hastaların beklentisi ürünün etkinliğinin yanı sıra güvenilirliğidir. Yeni yayımlanan bir çalışmada zerdeçal özütü ile hazırlanan bir merhemin etkinliği gönüllü hastalar üzerinde incelenmiş.
Şikayetlerde azalma
Çeşitli yaşlarda (18 ile 60 yaşları) ve kol ve bacaklarında hafif ve orta derecede lezyonlar bulunan kırk sedef hastası belirli kriterlere göre seçilmiş. Hastaların vücudunun sol tarafında bulunan lezyonlar üzerine etkisiz merhem (plasebo) sürülürken vücudun sağ kısmında bulunan lezyonlar üzerine yüzde yarım (yüzde 0,5) zerdeçal özütü ile hazırlanan merhem sürülmüş.
Hastalarda her üç haftada bir değerlendirme yapılmış “Psoriasis Alanı ve Şiddeti İndeksi” kızarıklık, lezyon kalınlığı, pullanma, lezyon alanı genişliği. Yapılan değerlendirmede kol ve bacaklarda kızarıklık, pullanma ve lezyon kalınlığının ilk üç haftalık değerlendirme sürecinden başlayarak azalmaya başladığı ve 9 haftalık uygulama sonunda şikâyetlerin plasebo grubuna göre belirgin olarak azaldığı bildiriliyor. Bu süreçte bildirilen kuruluk ve yanma hissi gibi yan etkilerin boş merhem uygulanan grupla aynı olduğu, yani zerdeçal merheminin herhangi bir olumsuz duruma yol açmadığı tespit edilmiş. Etkinin muhtemelen zerdeçalın etkili bileşeni olarak bilinen kurkuminoitlerin sedef hastalarında artış gözlemlenen fosforilaz kinaz enzimini baskılanması sonucu sağlandığı düşünülüyor.