Dünyanın birçok ülkesinde beslenme türlerine uygun olarak, halkın sağlığını korumak ve hastalıkları önlemek için besinler zenginleştiriliyor. Listenin başında, un, tahıllar, bitkisel sıvı yağlar, tuz ve su bulunuyor.
Ülkeler, toplum sağlığını korumak için en temel gıdaları zengileştirme çabasına giriyor. Bu besinleri başında un, bazı tahıllar, bitkisel sıvı yağlar, tuz ve su bulunuyor. Peki, besinleri zenginleştirirken o ülkenin bireylerinde yaygın beslenme ile ilgili önlenebilir bir hastalık oluşuyor mu? Besin yetersizliği olmayan ülkelerde besinlerin zenginleştirilmesinin sağlığı koruması beklenmeyen bir durum. Burada odaklanılan konu o ülkeye bağlı besinsel yetersizliği giderecek zenginleştirilmenin yapılmasını sağlamak.
1920’den beri uygulanıyor
Besinleri zenginleştirme işlemi ilk olarak 1920’li yıllarda ABD’de uygulandı. Ülkenin bazı bölgelerinde görülen basit guatr hastalığından korunmak için tuzlarını iyotla zenginleştirmiş ve topluma bu tuzu düzenli tüketirseniz bu bölgede guatr hastalığından korunursunuz mesajı da iletildi. 1930’lu yıllarda yine ABD sütlerini D vitamini ile zenginleştirerek çocuklarda görülen raşitizm denilen hastalıktan korumuştur. 1940’lı yıllarda margarinlerine A vitamini, kepeği ayrılmış tahıllarına B vitaminlerini ekletmeyi zorunlu kılmıştır. Güney Asya’da yüksek oranda pirinç tüketimi nedeniyle bir dönem ciddi bir hastalığı yaygınlaşmıştır. Bunun üzerine 1949’a kepeği ayrılmış pirince bu hastalığın önlenmesi için tiyamin adlı B1 vitamini eklenerek hastalık sıfıra indirilmiştir.
ABD, 1998’de tahıl ürünlerinin folik asitle zenginleştirilmesini de zorunlu kılarak bebeklerin doğmadan sinir sistemlerinin gelişmesine besinsel destek olmaya başlamıştır.
Türkiye’de tuz ile başladı
Ülkemizde besin zenginleştirilmesi 1957 yılında Silahlı Kuvvetlerin araştırma geliştirme laboratuarlarında öncelikle askerlerin troid hastalığından korunmaları için ilk tuz ile başlanmıştır. Hali hazırda bitkisel sıvı yağlara E vitamini, margarinlere A vitamini eklemek zorunludur. Yaygın troid hastalığından korunmak için düzenli iyotlu tuz, diş sağlığı açısından florür içeren su, kepeği ayrılmamış ve tiyamin, riboflavinden zengin tahıllar, D vitamini ile zenginleştirilmiş süt sayesinde kemik hastalıklarından korunmak için devlet politikası haline getirilmiş bu besinlere hayatımızda öncelik vermenizi öneririm.