Azerbaycan Başkanı İlham Aliyev ve Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan Brüksel 'de yeniden görüştüler. Malum, Avrupa'nın Güney Kafkasya'daki yeni duruma eklenmek istedikleri açıktır. Tabii Minsk Grubu başlıklı sözde "çözüm ittifakı" da, 44 günlük savaşın akabinde eridi. Bu durum Rusya-AB ilişkileri için de önemli yeni durum oldu, artı olarak ABD-Rusya hattında da yeni koz dağılımına neden oldu.
Ve elbette Türkiye...
Bu coğrafyada yeni sayfanın açılmasına neden olan Türkiye, ezberlerin bozulmasına sebep oldu. Fransa, hep Türkiye'den rol çaldı. 44 günlük savaş döneminde de açıktan Ermenistan'a destek oldu.
Paşinyan, Zengezur konusunda Rusya, Azerbaycan ve Ermenistan arasında imzalanan anlaşmaya uzun zamandır uymamaya gayret ediyor.
Moskova'nın baskılarına rağmen sorunu zamana yaymaya gayret etti.
Karşıda Brüksel vardı. Paşinyan bu sebepten Avrupa'nın desteğini alacağını hesapladı.
Brüksel toplantısı oldu ve Aliyev şunu dedi: "Eğer Zengezur koridorunda Ermenistan'ın gümrük ve sınır ordusu duracaksa, o zaman Ermenistan'ın Karabağ'ın Ermeni ahalinin yaşadığı illere bağlayan Laçin koridorunda da Azerbaycan gümrük ve güvenlik güçleri duracaktır."
Tabii bu duruma özellikle Ermenistan'ın tamam demesi mümkün değildi. Tabii ki Ermenistan'ın Karabağ'daki Ermeni ahaliye ulaşmak isteğine "hak" diye bakan Avrupa'nın Nahçivan'la Azerbaycan'ın diğer bölgeleri arasında karadan bağın sağlaması için Aliyev'in Zengezur koridorunun açılması şartına "hayır" diyemezdi. Nitekim ki, Rusya da diyemedi!
Paşinyan'ın zamana bıraktığı sorun, şimdilik noktalandı. Zengezur koridoru açılacak ve Azerbaycan'ın şartları çerçevesinde bu süreç yönetilecektir.
Bu durumda doğal olarak Türkiye ve Ermenistan arasında da diyalog kanalı açılmış oldu.
Bu yeni süreç Bakü ve Ankara arasındaki karşılıklı istişarelerle yönetilmektedir. Avrupa ve özellikle Fransa'nın yeni sürece dahil edilme gayreti ise sadece Ermenistan'ın yalnızlaşmaması için değil, hem de Türkiye'nin doğal hinterlandına kendini perçinleme politikasının yansıması olarak karşımızda.