CHP’nin 24 Haziran’daki Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce, beka meselesini Sayın Bahçeli’ye yönelik bir hakarete dönüştürdü. Adana’da yaptığı konuşmada; “bir yerel seçimi beka sorunu olarak millete anlatmak olsa olsa zekâ sorunudur” dedi.
Bahçeli de İnce’ye sert cevap verdi:
“İnce ince nifak taşları döşeyen, kıyıda köşede, orada burada partisinin genel başkanını hedef alan bir zat da, Cumhurbaşkanı adaylığında yaşadığı şok ve hezimeti atlamadığından ağzından çıkanı kulağı duymayacak bir noktaya savrulmuştur. Vay densiz vay, bekayı zekâ sorunu olarak görmek ancak senin gibi mankurtların işidir.”
Beka meselesini zekâ kıtlığına bağlayan İnce, aslında kendi zekâsıyla ilgili bir tartışma açıyor.
Bahçeli’ye cevap verirken “zekâ sorunu” hakaretine devam ediyor; “yerel seçimlerin kapsamı, belediye hizmetleriyle sınırlıdır” diyor.
Hâlbuki Adana’daki konuşmasında şunları da söylüyor:
“Adana’yı, Mersin’i, Bursa’yı, Ankara’yı, İstanbul’u alırsak, Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimi de erkene alınır. O zaman ben de Cumhurbaşkanı olurum…”
Hani yerel seçimlerin kapsamı, belediye hizmetleri ile sınırlıydı?
Şecaat arz ederken sirkatin söyleme diye buna denir.
31 Mart neden beka meselesi? Tam da İnce’nin anlattığı gerekçeyle…
CHP-İyi Parti ittifakı ve yandan HDP desteği ile Türkiye’yi bir kaosun içine sürüklemek hesabı yapılıyor. Hedef, layık olan adayları bulup belediye hizmetleri sunmak değil.
Hedef, Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerini erkene alma baskısı oluşturacak bir seçim sonucu. Arkasından Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine son vermek için entrika ve kaos planları…
İşte Erdoğan ve Bahçeli’nin ve Cumhur İttifakına destek verelerin, 31 Mart için beka meselesi demesinin sebebi bu.
31 Mart’ta Türkiye’yi bir erken seçime zorlamanın hesabı var. Bunun için Avrupa’da, Amerika’da kimlerin ellerini ovuşturduğu bilinmiyor değil. (24 Haziran öncesi Muharrem İnce, “beni Amerikalılar aradı” demişti. Yoksa yine mi aradılar?)
İnce, asıl kendi zekâsını tartışmaya açıyor. Çünkü hem “mesele belediye hizmetleri” diyor, hem de “seçimler erkene alınır ben de Cumhurbaşkanı olurum” diyor.
Basit soru: Mesele belediye hizmetleri ise CHP, Ankara’da niye Mansur Yavaş’ı aday gösterdi? En az Yavaş kadar başarılı olacak bir CHP’li yok mu?
İnce, “yok” derse zekâ meselesi katlanır…
Yavaş, “en iyi belediye hizmetlerini verecek kişi” düşüncesi ile aday gösterilmedi. “Ankara’yı AK Parti’nin elinden almanın formülü nedir?” sorusunun cevabı olarak uzun tartışmalardan sonra aday yapıldı.
31 Mart evet, beka meselesidir.
15 Temmuz direniş ruhunun siyasetteki temsilcisi Cumhur İttifakı seçimleri kazanırsa Türkiye’nin önü açılacaktır. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi iyice yerleşip kökleşecektir.
Türkiye vesayet sisteminden kurtulacaktır. Darbe girişimleri için FETÖ ve PKK terör örgütlerini kullanan şer şebekesinin elindeki kozlar alınacaktır.
Türkiye’ye boyun eğdirme hesabı yapanların hevesleri kursaklarında kalacaktır.
Parlamentonun onuru korunacaktır. Siyaset, milletvekili pazarlıklarından arınacaktır.
Milletin sandıkta verdiği yetki, cuntacıların iktidar heveslerine kurban edilmeyecektir.
31 Mart istikrarın kapısıdır. Sırtlarını Batı’nın güç merkezlerine dayamış taşeronlara; HDP’si, PKK’sı, FETÖ’sü ile şer şebekesine aradıkları fırsat verilmeyecektir.
Evet, 31 Mart beka meselesidir. Aziz milletimizin vicdanından doğan Cumhur İttifakı’nın, yarınlarımız adına güven tazelemesine ihtiyacımız var…