Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelensky, Cumhuriyetçilerin Senato'da bloke ettiği 200 milyon dolarlık askeri yardımı müzakere etmek için Amerika'daydı.
Joe Biden Ukrayna'ya desteğini tekrar etti.
Bir gazetecinin "Ukrayna'nın savaşı kazanacağına inanıp inanmadığını" sorması üzerine ise...
Sadece güldü, soruya cevap vermedi.
Aslında bu manzara Ukrayna'nın ve hatta "Ukrayna bataklığına" saplanan Avrupa'nın acınacak halini gösteriyor.
Bataklık ifadesi bana ait değil...
Avrupa'da birçok gazete bu ifadeyi daha sık kullanır oldu.
Üstelik "bataklığa saplanan Rusya değil, Avrupa" diyenlerin sayısı da her geçen gün artıyor.
Bu konuda sizinle bir yorum paylaşayım...
"Avrupa, sadece Rusya'ya karşı değil, kendisine karşı da öyle bir silah haline getirildi ki, düşmanı yok ederken intihar eden bir kamikaze silahına dönüşebilir."*
Gerçekten Avrupa adına korkunç bir yorum bu.
Ukrayna Savaşı ile birlikte, sadece örgütler için kullanılan vekâlet kavramı kimi analistlerce Avrupa ile yan yana kullanılabiliyor artık.
Avrupa, savaşın hem suç ortağı ki, Amerika'nın vekili olarak hizmet ediyor...
Hem de kurbanı...
"Rusya'nın Ukrayna'daki zaferi Avrupalı komşuları için tehdit oluşturur" diyerek Amerikan söylemlerini tekrarlayan Ursula von der Leyen gibi politikacılar bu sürecin vekilleri.
Von der Leyen, "Kiev'e verilen destek sarsılmaz kalmalıdır" diyor ama...
Onları cepheye süren ABD'de itirazlar yükselmeye devam ediyor.
Üstelik Cumhuriyetçiler, deyim yerindeyse Biden ABD'sinin Ukrayna konusundaki kirli stratejisini deşifre ediyorlar.
Sadece Cumhuriyetçiler mi?
2024 Başkanlık seçimlerinde Demokrat Parti'den aday olan Robert F. Kennedy de bu tartışmalara katıldı...
Kennedy, ABD'nin Ukrayna'ya yaptığı askeri ve mali yardımın 130 milyar doları bulduğunu dile getirdi.
Bununla birlikte...
2014 yılında Ukrayna'da yaşanan darbenin arkasında CIA'nın olduğunu dile getiren Demokrat aday, yine bu darbede 5 milyar dolar harcandığını yazdı sosyal medya hesabında.
Buraya bir mim koyalım...
Geçenlerde makalesini paylaştığım Eski Alman siyasetçi Oskar Lafontaine, Ukrayna Savaşı'na ilişkin ilginç bir ifade kullanıyordu...
Diyordu ki...
"Savaşın Rus ordusunun 24 Şubat 2022'deki Ukrayna'ya girişiyle başladığını söyleyemeyiz. Savaş, 2014 yılında, Joe Biden ve Victoria Nuland tarafından organize ve finanse edilen darbeyle başladı."
Malum, 2014 yılında Joe Biden ABD Dışişleri Bakanıydı.
Lafontaine'nin zikrettiği ikinci isim Victoria Nuland ise o dönemde, Avrupa ve Avrasya İşlerinden Sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısıydı.
Nuland ilginç biri...
Herhalde onun adı ilk defa AB'li yetkililere ettiği küfürle duyulmuştur.
Şöyle arşivleri karıştırın, ciddi operasyonel bir kişilik olduğu hemen görülür.
2014 baharında Ukrayna'da gerçekleşen darbe sürecinde göstericilere kurabiye dağıtırken fotoğraflanan Nuland, "güvenli, müreffeh ve demokratik bir Ukrayna yaratmak için 5 milyar dolar yardım yaptık" diyerek, darbenin arkasında olduklarını açıkça söyledi.
Victoria Nuland'in yönettiği darbenin ardından büyük çatışmalar baş gösterdi.
BM'ye göre "Ukrayna'da 14 Nisan 2014'ten 31 Aralık 2021'e kadar çatışmalardan kaynaklanan kayıplar" 50.000'in üzerinde...
Bu yüzden Nuland, Rus gazeteci Fiyodor Lukyanov'un ifadesiyle 'Zehirli Özgürlük Kurabiyesi'ni Ukrayna'ya yediren kişiydi.
Fakat bu kurabiyeden sadece Ukraynalılar tatmadı...
Yukarıda gerekçelerini söyledik...
Nuland'ın kurabiyesinden Avrupalılar da tattı.
Tim Beal'in kaleme aldığı "Avrupa'yı Silahlandırmak, Avrasya'ya Karşı Çıkmak" başlıklı muhteşem analizi bunu anlatıyor.
Diyor ki makalede...
"Mackinder'in 20. yüzyılın başında Rus 'kalpgahı'na olan takıntısı, 70 yıl sonra Brzezinski ile yeni bir ifade ve eylemsellik bulmuş ve 21. yüzyılın başlarında Nuland tarafından operasyonel hale getirilmiştir."
Temel soru şu...
Biden-Nuland iş birliğiyle hayata geçirilen yüz yıllık strateji, olası bir Cumhuriyetçi iktidar tarafından terkedilirse...
Oluşan bu bataklıktan Avrupa birbiriyle boğuşmadan kurtulabilir mi?