Sağlık Bakanlığı’nın yayımladığı ‘zararlı tıbbi bitki listesi’yle ilgili geçen hafta başladığım değerlendirmelerime bu hafta da devam etmek istiyorum. Aslında kullanılan isim de çok düşündürücü. Hem ‘zararlı’ hem de ‘tıbbi’ kavramları uyumsuz. Belki ‘zararlı bitki listesi’ daha uygun bir ifade olabilirdi.
Listede ayrıca ülkemizin doğal bitkileri arasında bulunmadığı halde bilhassa internetten pazarlanan bazı bitkilerle ilgili uyarılar da yer alıyor. Bunlar arasında altınmühür (İngilizce adından çevirmişler; goldenseal) (Hydrastis canadensis) olarak geçen bitki hidrastin tipi alkaloitler taşır. Alkaloit taşıyan bitkileri halk arasında gelişigüzel kullanılması ölümcül olabilir. Çünkü terapötik indeksi dardır; yani bir dozu iyi gelirken iki doz uygulandığında öldürebilir. Bu bakımdan uzman kontrolü olmadan kullanmaktan kaçınılmalıdır.
Arnica
Sağlık Bakanlığı (SB): “Alerjik kişilerde kullanılmamalı, göze ve hasarlı deriye uygulanmamalıdır” uyarısında bulunuyor.
Erdem Yeşilada (EY): Bitki, dahilen kesinlikle kullanılmamalı. Haricen kapalı yaralar, romatizma, cilt yangılarında kullanılan merhemleri bulunmaktadır. Açık yaralara uygulanmaz.
Zerdeçöp
Son yılların en popüler sağlık savaşçısı zerdeçalın diğer adı. Dünyada yaygın olarak kullanılan zerdeçalla ilgili SB uyarısı “Safra taşı ve tıkanıklığında hekim kontrolünde kullanılmalı. Mide ülserinde kullanılmaz” şeklinde. Doğrusu ben bu uyarıya bir anlam veremedim. Çünkü safra artırıcı ve mide asidini artırıcı özellik baharatların çoğunda bulunur (nane, zencefil, biberiye, karabiber). Safra artırıcı tüm bitkiler için safra taşının hareket ederek kanalı tıkaması ve mide asidindeki artışın da gastrit ve ülserlerde olumsuz sonuçlar vermesi riski her zaman mevcuttur. Aynı şekilde şahtere de karaciğer ve safra şikayetlerinde kullanılan bir bitkidir. Ayrıca alerjilerde olumlu etkileri bulunmaktadır. SB yaptığı “Safra kanalı tıkanıklıklarında, safra taşı olanlarda ve hepatitte kullanılmamalıdır” şeklindeki uyarı yeterli açıklıkta değil. Cinsel performansı artırıcı ürünler olarak listede ülkemizde yetişmeyen bir bitki olan Epimedium sp.’den elde edilen teke otu ve ülkemizde yetişen çakşırotu da listede yer alıyor.
Tekeotu:
SB: Kapsül/tableti yüksek dozda terleme ve yüksek hararete neden olabilir.
Çakşırotu
SB: Yüksek dozlarda huzursuzluk, başağrısı, diyare, gaz vb. sindirim sistemi rahatsızlıkları ve dudaklarda şişmeye neden olabilir.
EY: Her ikisinin de etkisi damar genişletici özelliğine bağlı olarak ilgili bölgeye kan akımını artırmasıyla ortaya çıkıyor. Dolayısıyla yüksek dozlarda alındığında yüksek ısı, terleme, başağrısına yol açması normal. Bazı çakşırotu türlerinin kumarin tipi bileşiklerin oranı yüksek olduğundan kan sulandırıcı etkisine bağlı olarak ağır kanamalara yol açması riski gözardı edilemez. Bu bakımdan dikkatli olunması gerekir. Bu tip ürünlerle ilgili asıl risk içerisine cinsel uyarıcı nafil türevi sentetik kimyasal ajanların bildirilmeden ilave edilmesine bağlı olarak görülebilecek hayati riskler.
Yulaf
SB: “Protein içeriğiyle ilgili veriler bulunmadığından çölyak hastalarında dikkatli kullanılmalıdır. Araç ve makine kullanımını etkileyebilir, dikkatli olmalı” uyarısı yapılmış.
EY: Yulafın içerisinde gluten benzeri bir madde olan avenin bulunmaktadır. Ancak çölyak hastalarında bir sorun yaratmadığı bildiriliyor. Buğday ve diğer gluten taşıyan tahıllarla aynı ortamda işlenmesi durumunda meydana gelebilecek bulaşmaya bağlı olarak ciddi risk ortaya çıkıyor.
Görüldüğü gibi bazı uyarılar doğru olmakla beraber, büyük bir çoğunluğuyla ilgili bilgiler bilimsel kaynaklarla uyumlu değil. Listede yer alan bitkilere ait risklerin bitkilerin hangi kısımlarının kullanılmasıyla ortaya çıktığının belirtilmemesi önemli bir eksiklik. Mesela ökseotu meyvesi zehirli iken gövdesinin ağız yoluyla uygun miktarda uygulanması risk taşımamakta, ancak enjeksiyon yoluyla uygulandığında bazı olumsuz durumlar ortaya çıkabilmektedir. Bu tip önerilerin hazırlanmasında uzmanlar grubunun görüşlerinin alınması, söz konusu olabilecek hatalı değerlendirmelerin önlenebilmesi bakımından önemlidir.