Bank Asya’da bir şeyler olmuş, ortaklık yapısında şeffaflık problemi mi ne varmış; aydınlatmak için TMSF devralmış...
Birkaç gündür durumu anlamaya çalışıyoruz.
Özellikle, konu finans kurumu olunca saman çöpünü ‘saban oku’ yapmasına alıştığımız zamanın ‘kül yutmaz kriz uzmanları’nı (!) günlerdir izliyoruz ama “Hukuksuz işgal” nakaratından başka bir şey duyamadık henüz.
Oysa bu at gözlüklü allameler, konu İhlas Finans olunca Bankalar Kanunu’nu bülbül gibi konuşturuyor, akla ziyan yorumlarıyla hukuksuzluk dizileri yazıyordu.
Ayçiçeği hukuku!
Allah aşkına bu nasıl bir hukuk anlayışı ki ayçiçeği gibi paraleller ne tarafta ise o tarafı haklı çıkarıyor. Konu başkası olunca paralelin elinde amansız bir silaha dönüşüp rakiplerinin ölüsüne bile ateş etmek için kullanılan Bankalar Kanunu Asya Finans’a gelince bu sefer bireyleri değil kurumu koruyan bir tanka dönüşüyor, yaklaşanı yakıyor.
Nedir bu şeffaflık problemi, şimdiye kadar nasıl gizlendi?
Zamanın ruhunu iyi yakalayarak Bank Asya’yı itinayla kollayıp büyüten başkanlarınıza, “İhlas Finans’ı TMSF’ye devrettiremediğim için çok üzgünüm” dedirttiğiniz röportajlarınızda neden bir soru da Bank Asya için sormadınız?
Paraleller de kesişir
Bu ‘maaşı devletten talimatı hizmetten’ düzeninin hep böyle devam edeceğini mi zannettiniz?
Paralellerin “sonsuza kadar devam ettiği” kuralının bir geometrik kabulden ibaret olduğunu hiç mi düşünmediniz?
Bütün kumpaslara, ‘kusursuz’ organizasyonlara rağmen gerçeklerin, bir gün mutlaka ortaya çıkmak gibi ulvi bir özelliği vardır.
Buna siz de gerçekten inanıyorsanız şu Bank Asya’da olanları samimiyetle ve olduğu gibi yazın sayın zamanın çok bilmiş ekonomi otoriteleri!
Yazın ki samimi ve dürüst olduğunuzu dünya aleme gösterin!
Olabiliyorsanız tabii...
KAFAMA TAKILANLAR..
Vicdanınızla nasıl anlaşıyorsunuz?
O akşam Bank Asya ile ilgili ilk haberi sosyal medyadaki paralel infaz timlerinden aldım: “Felan felan gazetelerin yayın yönetmenlerine ‘Bank Asya TMSF’ye devredildi’ manşetleri atın diye talimat verildi. Böylece ortada hiçbir şey yokken yalan haberlerle mudiler korkutulup kaçış sağlanacak...”
Öncelikle kendilerine çok teşekkür ediyorum. Çünkü bu sayede konuyu takibe aldık.
Gerçi yalancının mumu BDDK açıklamasına kadar yandı ama o ayrı konu, sayılan gazeteler arasında STAR da var ve şayet başka bir yayın yönetmeni yoksa ben öyle bir talimat almadım.
Şimdi...
İçlerinde aklı başında insanlar olduğunu zannettiğim eşhasın da bulunduğu bu zevat, kim; kimlere nasıl talimat vermiş, şakır şakır ortaya dökerek bu iddiasını ispatlamalı.
Yoksa...
Tek hesaplaşmanın bu dünyadaki paralel yargıçların muhakemesinden ibaret olduğunu zannedenler için başkalarına iftira atmak, “Fitne ek, algı biçersin...” kuralından ibaret olabilir.
Ama ben asıl bu insanların vicdanlarıyla nasıl anlaştığını çok merak ediyorum.
Rejim tüccarları...
Başkanlık sistemini istemeyenler bu gidişi engellemek için barikat için her şeyi barikat olarak kullanıyorlar.
Daha hedeflenen sistem hakkında en küçük bir doküman ortaya konulmadığı halde bazıları Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın başkanlık değil düpedüz diktatörlük istediğini yazıp çiziyor. Bazı sözümona araştırma şirketleri halka başkanlık sistemini değil, “Başkanlık sistemi gelirse, Türkiye federasyonlara bölünürse...” diye soruyor ve cevapları da “Yüzde 70 başkanlık istemiyor” şeklinde sunuyor.
Ama bazı aklı evvellerin ortaya attığı iddia bunların tamamına taş çıkartır:
“Bu sıradan bir sistem tartışması değil, başkanlık gelirse rejim elden gider...”
O devir bitti, artık rejim ticaretinden size ekmek çıkmaz beyler, başka kapıya...