Seçim bitti, kabine açıklanacak. Muhalefet cephesinde ise sular durulmayacak görünüyor.
Yerel seçimlere iç çekişmeler ve kongre tartışmaları altında giden muhalefet hesaplaşmakla yıpranmak arasında gündemi yine işgal edecek.
Yaşadığımız süreci gün gün gözlerinizin önüne getirin.
Şimdi bir de fotoğraf karelerini hızlandırın.
Buluşmalar, yemekler, girişte röportajlar, tek tek kapıda uğurlamalar...
İkili görüşmeler... Partilerden yükselen aykırı sesler..
Şişirilen anketler... Adaylık tartışmaları...
Kılıçdaroğlu'nun ısrarı. Akşener'in "kazanacak aday" çıkışı.
İmamoğlu'nun otobüs gezisi... Ertuğrul Özkök... Nagehan Alçı...
Fatih Altaylı'nın aday belirleme gayreti.... 4. Kuvvet Medya hatırlatması...
Birlikte yöneteceğiz, kararları ortak imza ile açıklayacağız günleri....
Medya üzerinden birbirine mesaj yollayan genel başkanlar...
Masadan kalkan Akşener ve ardından ağır hakaretler eden CHP medyası...
Sinan Ateş cinayetini MHP'ye fatura ettiler. Muharrem İnce'ye iftiralar attılar....
Şimdi olup bitenleri hızlandırarak anımsadığımızda bu millete işkence edildiğini görüyoruz.
Koca koca insanlar olmayacak duaya âmin dediler ve bir de bunu muhalif seçmene yutturmaya çalıştılar.
Değerler, ilkeler, politikalar alt üst oldu.
1990'lara götürdüler bizi. Zaman tüneline soktular hepimizi.
Parlamentonun itibarsızlaştırıldığı medya kalemşörlerinin siyaseti küçümsediği günlere götürdüler...
Pazarlıkları gözümüze soktular. Herkese makam mevki dağıttılar.
Önce aday olabilmek için koltuk verdiler sonra seçilebilmek için Zafer Partisi'ne gittiler...
Geçici koruma altındaki sığınmacıları pazarlık konusu yaptılar, yayladaki çobanı sınır dışı etmeye kalktılar....
Şimdi bütün bu olup bitenleri hatırlayınca nasıl bir kasırgadan kurtulmuşuz anlayabiliyoruz.
"Geliyoruz" dediler ve seçmenlerini de inandırdılar.
Şimdi o tatlı rüyadan uyandılar. Muhalif seçmeni o kadar aldattılar ki seçmen travma halinde.
Sosyal medyada kırılgan, ümitsiz bir yığın genç bıraktılar.
Üstelik yeni yalanlar üreten aktörleri klonladılar.
Türkiye'de derin devlet varmış, bir mekanizma müdahale ediyormuş hikayeleri...
Her şey biz yaşarken oldu.
HDP ve Kılıçdaroğlu bir gizli nikah yaptılar.
Sonra Kılıçdaroğlu masayı tek tek büyüttü.
Partisinden açık çek aldı. Herkesin işine geldi...Birlikte baharı getireceklerdi...
Türkiye'de siyaseti itibarsızlaştırmak isteyenler şimdi olup biten hata yığınlarını derin devlete fatura ederek, "zaten hükümeti bize vermezlerdi" palavrasıyla vatandaşı zehirliyor.
Kimse kızmasın, siyasette ya kazanırsınız ya kaybedersiniz. Kolaydan sandalye kapanlar politikanın kurdu olmuş, kaybedenler düşünsün.
Ama milleti zaman tünelinden 1990'lara götürmeye kalkmayın lütfen.