Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Mutabakat Metni, 6 muhalefet lideri tarafından imzalandı ve 28 Şubat'ta kamuoyu ile paylaşıldı.
Ortada bir tiyatro oynandığı için açıklanan metni ciddiye alıp değerlendirmek bizim açımızdan abes olur.
Çünkü dert, Türkiye'nin meselelerinin çözümü değil.
Eski Türkiye'yi hortlatmak için kurulan bir kumpas var.
Bu kumpas bir gözbağcılığı ile kuruluyor.
Örnekleriyle; muhalefetin verdikleri sözlerde durmayacaklarını, özgürlük, demokrasi ve bağımsızlık konularında güvenilmez olduklarını anlatmaya çalışayım.
CHP'nin siyasî ömründe bağımsızlık ve tarafsızlık hiç olmamıştır.
Tek parti döneminden beri hep Batı değerlerine bağımlı olmuşlar, devlet kadrolarını CHP zihniyetinin adamları ile doldurmuşlardır.
Bir dönem Adalet Bakını olan Mehmet Moğultay'ın, "Elbette CHP'liler ile kadrolaşacağız. Ne yani MHP'lileri mi alacaktık" dediğini henüz unutmadık.
Bakınız son olarak CHP Antalya İl Başkanı Nuri Cengiz, Millet İttifakı'nın Antalya Büyükşehir Belediyesi'ndeki kontenjan paylaşımını itiraf etti. Belediyeye 655 kişi alınacağını açıklayan Cengiz, şunu dedi:
"Tabii ki burada İYİ Parti'nin de var, belediye başkanlığı meclis üyelerinin de var, partinin de var. Kendi aramızda konuşup hallediyoruz."
Mutabakat metninde ise ne yazıyor: "Bu sistem, devletin tüm kurumlarının hiçbir ayrım yapmaksızın tüm vatandaşlarına eşit mesafede olduğu çoğulcu bir sistemdir. Bu sistem, kamu yönetiminde eşitlik, tarafsızlık ve liyakat ilkelerinin esas alındığı bir sistemdir."
CHP'nin liyakat ve adaletten anladığı hiç değişmemiştir.
Onun için ortada bir gözbağcılık var diyorum.
Cumhuriyet tarihinin hiçbir döneminde liyakate bakmamış, millete ve değerlerine bağlı insanlara, dindarlara hep ayrım yapmış, mütedeyyin büyük kitleyi "gerici, yobaz, mürteci" olarak yaftalamış, insanımızı ötekileştirmiş, kutuplaştırmış bir zihniyete inanabilir miyiz? Güvenebilir miyiz?
6'sı değil alayı bir araya gelse bunların samimiyetine kim inanır?
Hiç duymadığımız bir laf etti Kılıçdaroğlu; "Ben de 28 Şubat mağduruyum" dedi.
Neredeyse 28 Şubat milli irade gaspında, CHP'nin hiç dahli olmadığını söyleyecek.
28 Şubat'ta, üniversitelerdeki başörtüsü zulmünün sembol ismi, ikna odalarında bu milletin evlatlarını ağlatan Nur Serter'i ödüllendirerek 2 dönem milletvekili yapan CHP'dir.
Nur Serter, 23. Dönem (23 Temmuz 2007 - 23 Nisan 2011) ve 24. Dönemde (28 Haziran 2011 - 23 Nisan 2015) İstanbul milletvekiliydi.
CHP zihniyetinin karakteri; yaptığı zulümlerden hiç pişmanlık duymaması, tam tersine zulmün sahiplerini milletvekili yapacak kadar milletle cedelleşmesidir.
Kılıçdaroğlu öyle de Akşener farklı mı?
28 Şubat döneminde İçişleri Bakanı'ydı. AK Parti İzmir Milletvekili Alpay Özalan sağ olsun, Akşener'in Birand ile yaptığı programdaki sözlerini buldu. "Milli Güvenlik Kurulu kararları uygulanacak, göreceksiniz kıyafet yasası uygulanacak' diyen Akşener, yıllar sonra,
"Başörtüsüne uzanan eli kırarım koparırım diyen bendim ben..." diye kükredi.
Başka demokratik ülkede olsa bu duruma düşen siyasetçi insan içine çıkamaz.
Şimdi kalkmış Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem vaat ediyorlar.
Bir de Kılıçdaroğlu'nun; "Parlamentonun özgür iradesi yok. Milletin vekilini millet seçmeli" üfürmesi var. İYİ Parti'ye giden 15 CHP milletvekilinin özgür iradesi mi vardı?
CHP'nin bütün adaylarını Kılıçdaroğlu seçiyor, "millet seçmeli" diyor.
Önümüzdeki seçimlerde de yine kendisi seçsin diye Kurultay'ı erteledi...