Galatasaray’ın son 5 maçının 3’ü iç sahaydı. Oyun anlamında çok iyi değillerdi ancak Türk Telekom’un tılsımıyla ve seyirci coşkusuyla hiç kaybetmediler.
Arena’da 48 bin civarında müthiş bir taraftar önünde mücadeleye çıktı Galatasaray. İlk 11 dakika maça iyi başlayan taraf Galatasaray’dı. Haftalardır artarak süren iyi oyunuyla göz dolduran Yasin yine kendi çabasıyla iki Beşiktaşlı’yı çalımla geçerek vurduğu topun devamında attığı golle takımını öne geçirdi.
Bu dakikadan sonra ilk yarının bitimine kadar oyun üstünlüğü Siyah-Beyazlılar’a geçti. Serbest vuruştan gelen ortada Demba Ba topu direğe nişanladı. Bir de Galatasaray’ın hızlı çıkışta arka direkte Yasin’in dışarı attığı pozisyonlar ilk yarı göze batanlardı.
Derbilerde gol atan, öne geçen takım yaslanıyor, yenik durumdaki takım hücuma ağırlık veriyor. Gole kadar Galatasaray üstünlüğüyle geçen oyun, golden sonra yaslanan takıma büründü. Burak’ın bile gerilere kadar gelerek defans yapması hızlı ataklarda çoğalmayı engelledi. Buna mukabil çok fazla pas yapan Beşiktaş istediği miktarda gol pozisyonu yakalayamadı. Bir de kenar oyuncuları Opare ve Serdar etkili kanat atakları ve ortalar yapamadılar.
2. yarıya iyi başlayan Beşiktaş’tı. Serdar’ın yerine Oğuzhan’ı alan Biliç, Atiba’yı sağa çekti. Beşiktaş üst üste inanılmaz pozisyonları ve fırsatları kaçırdı. Demba Ba, Tolgay, Oğuzhan ve Necip’le üst üste yakalanan pozisyonların çoğunda bu sezon gerçekten bir çok maçı kotaran Muslera’nın kaleciliği öne çıktı. G.Saray ancak Sneijder’in uzaktan şut denemesi ile gol arayan taraftı. Hamza hoca takımın önde topu tutmakta zorlandığını düşündü ki Burak-Umut değişikliğine gitti. G.Saray takım halinde 2. yarıda otobüsü kale önüne çekti deyimiyle oyun anlayışını sürdürdü.
Atandan çok tutanın kazandığı bir derbi oldu. Galatasaray şampiyonluk için dev bir adım attı.