Cumhurbaşkanı’mız Erdoğan öyle diyor.
Sabreden zafere erer.
Sabretmesini bilenler zafere tanıklık ederler pek yakında elbet.
Türkiye’nin gücünü küçümseyenler hüsrana uğrarlar.
Türkiye’nin dostluğu kazandırır.
Düşmanlığı ise kaybettirir.
Afrin operasyonu bir turnusol işlevi gördü.
Türkiye’nin gücünü içerde küçümseyen mankurtlar ve işbirlikçi hainler umarım son gelişmelerden sonra akıllarını başlarına devşirirler.
Erdoğan liderliğindeki Türkiye hem yumuşak gücünü, hem de sert gücünü aynı anda gösterdi.
Diplomaside çoklu siyaset izleyen Türkiye sahada bu siyasetin sonuçlarını toplamaya başladı.
Türkiye’nin, bir darbe girişiminden sonra başlayan iç ihanet tasfiyesine rağmen askeri gücünün doruğunda bir ülke olduğunu göstermesi, dış politikada esas alınan çoklu ve çok dengeli siyasetle amaçlanan kazanımların önünü açmışa benziyor.
Artık dış politikasını tekli ve güdümlü sürdüren bir Türkiye yok.
Emredildiğinde boynunu uzatan bir Türkiye yok.
Süper güçlerin çıkarları doğrultusunda tavır takınan bir Türkiye yok.
Dostluğunu kendi milli çıkarları doğrultusunda belirleyen bir Türkiye var.
Dolayısıyla kendi politikasını kendisi belirleyen ama partnerleriyle beraber “kazan-kazan” politikasını yürüten bir Türkiye var.
NATO üyeliğini önemseyen lakin gerektiğinde başka seçeneklerle yol yürümekten kaçınmayacağını kararlılıkla ortaya koyan bir Türkiye var.
AB üyeliğini hedefleyen ama bunu bir dayatma aracı olarak gören siyasete karşı başka seçenekleri pekâlâ devreye alabileceğini göstermekten kaçınmayan güçlü ve kararlı bir Türkiye var.
Türkiye’nin bağımsız bir politika izlemeye cesaret edemeyeceği öncülüyle hareket edenler karşılarına dikilen Erdoğan’ın güçlü liderliğiyle dumura uğradılar.
Şimdi geldikleri nokta şu: “Türkiye’yi kaybedersek, kaybederiz.”
O yüzden ABD ve AB cephesinde söylem değişiklikleri başladı.
Bu değişimin pratiğe dökülmesini bekliyoruz.
Türkiye sözle ve vaatle oyalanacak bir ülke olmadığını gösterdi.
Umarım o güçler de benzer bir hatayı tekrarlamazlar.
Yeni bir değişim dönemine şimdilik şans tanıyoruz.
Lakin bilinsin ki her daim uyanığız ve teyakkuz halindeyiz.
Dostlarımıza kazandıran ve düşmanlarımıza kaybettiren gücümüzle dostluğun da, barışın da sembolüyüz.
“Zafer yakındır!” sözünün ne anlama geldiğini pek yakında görmeye hazır olsun herkes.