Her iki takımın ligdeki durumlarına bakınca Galatasaray 6 maçta 13 puanla ikinci sırada yer alırken, Almanya temsilcisi Dortmund’un 8 maçta 7 puan toplayarak 14. sırada yer aldığını görüyoruz. Ancak Jurgen Klopp yönetimindeki Sarı-Siyahlı Alman ekibi Şampiyonlar Ligi’nde iki maçta Arsenal ve Anderlecht’i mağlup ederek 6 puanla grupta lider durumda. D Grubu’nda 3. sırada bulunan Galatasaray ise tek puanını evinde Anderlecht ile 1-1 berabere kalarak aldı.
Galatasaray’ın Fenerbahçe derbisinde ortaya koyduğu futbolu hiç beğenmedim. 53. dakikada Bruno Alves oyundan atılmasaydı ve Wesley Sneijder sahne almasaydı, sonuç çok daha farklı olurdu. Bu derbinin hemen akabinde Borussia Dortmund gibi kaliteli bir takımla 4 gün sonra Şampiyonlar Ligi maçının olması handikap. Çünkü Türk takımları bu kadar kısa sürede iki maç hele de derecesi yüksek olan iki karşılaşmayı kaldıramıyor.
* * *
Avrupa arenasındaki bu maçı değerlendirdiğimizde bana göre Galatasaray’ın bu akşam işi oldukça zor. Öncelikle teknik direktörleri kıyasladığımızda Klopp’un başarıları ortada. Klopp, gegen press (her yerde baskı ve direkt hücum) uygulaması ile Dortmund takımını yukarılara taşıdı. Cesare Prandelli ise bana göre taktiksel açıdan hala soru işaretleri ile dolu. Şampiyonlar Ligi’nde Galatasaray sadece 2 gol atabilmiş, Dortmund ise 5 gol atmış. Buna karşın Galatasaray 5 gol yerken Dortmund henüz kalesinde gol görmemiş. Bu da demek oluyor ki, Galatasaray Devler Ligi’nde az gol atıp çok gol yiyen bir takım görüntüsü verirken, Dortmund çok gol atıp, gol yemeyen bir ekip görüntüsü çiziyor.
İki ekibin oyuncularını kıyasladığımızda Borussia Dortmund’un Immobile, Aubameyang, Ramos ve Kagawa gibi her an skoru değiştirebilecek gol ayakları varken, Galatasaray da Burak Yılmaz ve Wesley Sneijder dışında üçüncü bir ismi söylemem zor.
Sonuç olarak Türk Telekom Arena’daki maçta Galatasaray’ın tek ve etkili avantajı kendi sahasında seyircisinin önünde oynaması.
Bana göre bu maç Alman ekibi Dortmund’a daha yakın.