Mücadele devamlılık ister. Dava adamı anlık tökezlemelerin davaya zarar vermeyeceğini, aksine içerideki çürüklerin elenmesine ve yeni hamle için sıçrama taşı vazifesi göreceğini bilir. Evet korkuları vardır lâkin bu korkular davasının önünce geçmez. Zaten mevzunun mihenk taşı korkularla birlikte davayı sürdürebilmektir.
Haziran’daki seçimin ardından Ak Parti ve ona umut bağlamış Müslüman Anadolu halkı büyük bir tehlikeden, koalisyondan dönmüştü. Batıcılar’ın “Ülke zarar görmesin, istikrar için koalisyon kurulsun” masalını bazı Ak Partililer de dile getirmeye başlamışlardı. Bazılarının koalisyonu şahsi endişelerle savunduğunu biliyorum. Kaba etine hasbelkader bir koltuk bulmuş “tekrar seçim olursa bu koltuğu da kaybederim” endişesi vatanı kaybetme endişesinin önüne geçmişti.
O dönem yazdığım yazılarda koalisyonun Müslüman Anadolu halkını üzeceğini, Hak ve halk düşmanlarını sevindereceğini yazmıştım. “Kim Üzülecek” (http://haber.star.com.tr/yazar/kim-uzulecek/yazi-1047825) başlıklı yazımı şöyle bitirmiştim:
“Her zaman yazıyorum, Müslüman Anadolu halkı CHP zihniyetine karşı patlamayı Ak Parti üzerinden yapmıştır. Batıcılar bunu iyi bildiğinden Ak Parti’yi kendi karanlık dehlizlerine çekip Müslüman Anadolu halkının umutlarını kırmak, “Bunlarla mücadele edilmez” teslimiyetini zihinlere yerleştirmek istiyor. Seçimin ertesi günü havaalanında CHP milletvekili Şafak Pavey’in HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş’a şen kahkalarla arasında söylediği, “Birlikte iyi salladık” sözünün tezahürü olan bugünkü patlamalar, cinayetler, salladıklarını düşündükleri Müslüman Anadolu halkının iradesini yıkmaya yöneliktir.
Ak Parti, “İstikrar bozulur” yalanına kapılmadan tekrar seçime gitmelidir. Olmadı mı, bir daha... “Demokrasi istemiyor musunuz, alın size demokrasi” diyerek, ellerine fırsat geçse Müslüman Anadolu halkına bir damla su vermekten imtina edecek Batıcılar’ı kendi kazdıkları kuyuda başbaşa bırakmalı.
Dönüm noktasındayız. Ak Parti, ya “Koalisyon olmazsa üzülürüm” diyen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu üzecek veya Müslüman Anadolu halkını...”
***
Hamdolsun, koalisyon olmadı ve Ak Parti bugün ezici çoğunlukla tek başına iktidar oldu; sadece Müslüman Anadolu halkının değil, ümmet coğrafyasının dört bir köşesinde Müslümanlar sevinç gözyaşları döküyor. Ya yedikçe büyüttüğü kaba etini hasbelkader oturduğu koltuğa sığdıramayanlar ne gözyaşı döküyor!..
Ne gözyaşı döktükleri, değil mi ki ümmetin çocuklarının döktükleri gözyaşları onların umurlarında değil benim de onların gözyaşları umurlarımda değil. Ak Parti kendine oy verenlere, seçimden galip çıksın diye ümmet coğrafyasının dört bir tarafında gözyaşlı dua eden Müslümanlar’a teşekkür etmek istiyorsa içindeki bu “teyze adamları” temizlemeli.
Sünepeliği, düşmana yaltaklanmayı “efendilik” adı altında yutturmak isteyenler Haziran-Kasım sürecinde iyot gibi ortaya çıktı. Bu ur bünyeden atılmalı ki yeni bir tökezlemede çelmek atmak için ilk ayak uzatanlar onlar olmasın.
1 Kasım genel seçim neticesi gösterdi ki, gerek Fethullahçı Terör Örgütü’ne, gerekse PKK terör örgütüne karşı mücadelede halk Ak Parti’nin yanında. Halkın öz gücü Batıcılar’ın vatanı Batı’ya peşkeş çekmesine “dur” dedi. Seçim neticesi bu mevzulardaki toplumsal mutabakatı tescilledi.
FETÖcüler PKK’den bayrağı devralarak “İç savaş” çığlıkları atıyorlar ama nafile. Hakk’ın ve halkın karşısında durabilirler mi! Bu kadar başarısızlığın ardından efendileri de onları satacaktır. Hainlik pazarının kanunu böyle, acıma yok. Görecekseniz, terörist başı Fethullah Gülen de çuvala konulup uçakla Türkiye gönderilecek. Ne yapsınlar, 30 yıllık ‘emeği’ heba eden Fethullah’ı. Aldığı havaya yazık!
Halkın öz gücü Ak Parti’ye kış günü baharı yaşattı. Sıra Ak Parti yöneticilerinde. İç ve dışta temizlik yapmak için, “Mutlak zafer Allah’ındır” inancıyla, nefse pay vermeden “Bismillah” diyerek iş başına.
Allah yardımcınız olsun.