Siriza Parti lideri Çipras reformlardan ve kemer sıkmadan geri adım atacağını düşünüyorsa, o zaman Avrupa da, Yunanistan’a kredi vermekten geri adım atar... Yunanistan’ı kurtarmak zorunda olduğumuz zamanlar geride kaldı. Siyasi şantaj zemini artık yok. Yunanistan euro için sistemik önemde değil...
Sözler Almanya iktidar partisinin ağır toplarından Michael Fuchs’a ait. Yunanistan kendini siyasi çıkmazlarda kilitleyince hep Almanya’nın ne diyeceği merak ediliyordu. Dolaylı biçimde duyuruldu: Kurtarmak zorunda değiliz...
Aşağı atlarsan keyfin bilir - başlıklı ve 16 Aralık tarihli terbiyevî yazımızda aynı durumu arz etmiştik. Önceden görüleni, şimdi de ipi elinde tutan Almanya siyaset adamı söylüyor: Keyfiniz bilir!
Uyarı, seçime 21 gün kala Yunanistan seçmenini de kapsıyor, ama tabii ki sorsanız, kimse seçmenin özgür iradesine müdahalenin asla sözkonusu olmadığını söyleyecektir. Aslında bu uyarı, tehditten çok bilgi verme kapsamında sayılabilir. Olacaklar konusunda bilgi.
Yunanistan’ın AB - IMF karşısında elini zorlayıp kendi kafasına ateş etmesi ve euroyu terk yoluna girmesi ihtimali hala var. Bu ihtimalleri analistler yüzde 20’den başlatıp yüzde 50’nin üzerine çıkartıyorlar. İhtimaller gerçi seçim sonucuna bağlı, ancak Yunanistan’ın euroyu zorla ve istemeden de olsa terki konusunda zaten bir hazırlık var.
Yunanistan’ın euro’dan çıkma ihtimaline karşı 2012’de ‘Z Planı’ adlı bir plan yapıldığını Financial Times gazetesi geçen Mayıs’ta ayrıntılı yazmıştı.
Şimdi o Z Planı’nı hatırlamak gerekiyor... Ne olur ne olmaz.
Yunanistan eurodan çıkma kıyısına meğer 15 Haziran 2012’de gelmiş. Gün, seçimden önceki Cuma günü. Pazar seçim var. -Siriza birinci parti gelecek, ortalık karışacak- diye halk bankalardan euroları çekip yastık altına atıyor. O gün bankalardan 3 milyar eurodan fazla mevduat çekiliyor. Yunan milli gelirinin yaklaşık yüzde ikisi. İmdada bankaların kapanma saati yetişmiş. Böyle devam etse ve hafta sonu tatili başlamasa zaten eldeki euro bitecek.
Z Planını Avrupa Merkez Bankası ve IMF büyük gizlilikle ve yalnızca üst düzey dört yetkilinin anlayacağı şekilde hazırlanmış ve Yunanlılara söylenmemiş. Sızmasın diye taraflar aralarında yazışma yapmamış, email yollamamış. Böyle bir planın varolduğunun duyulması bile yanardağ patlaması için yeterli gerekçe.
Mesela planın bir unsuru: Yunanistan’dan dışarı tek bir euro çıkmaması için banka transfer sisteminin ve ATM’lerin kilitlenmesi ve de sınır noktalarında nakit çıkışına karşı arama-tarama yapılması.
Euro yerine o kargaşada hemen para basılamayacağından ve basılsa bile dağıtılamayacağından, banknot yerine Merkez Bankasının hamiline borç senedi çıkartması ve burada 2 birim senedin 1 euroya eşit sayılması.
Burada Arjantin’in 1 dolara eşit pezo’sunun çöküşü ve ABD’nin Saddam devrildikten sonra Irak’ta yeni dinar basıp dağıtması model alınmış. Ancak herkes biliyor ki, bir lojistik makinesi olan ABD ordusu bile Irak’ta bu işlemi en hızlı üç ayda başarmış.
Planın bu noktaya kadarki ayrıntıları zaten yeterince fikir veriyor: Yunanistan’da öngörülen senaryo, kaos kavramına yeni sayfalar yazan Arjantin, ya da Saddam devrildikten sonra ABD işgalindeki Irak...
O zaman Yunanistan, seçimde Siriza’nın ikinci gelmesi ve yeni hükümetin AB karşısında teslim olmasıyla ipten alınmıştı. Euro bölgesi de o zaman kaos istemiyordu, Atina’ya taviz verildi. Şimdi yine seçim zamanı, yine Siriza’nın kazanması bekleniyor. Ancak bu kez euro bölgesi Yunanisan’ın sorun yaratmayacağını, yapılacak yanlışların faturasının sınırlı kalacağını öngörüyor.
Daha da abartılırsa, Fuchs gibi siyasi uyarılar sürecek: ‘’Yunanistan’ı kurtarmak zorunda olduğumuz zamanlar geride kaldı’’.
Gerçi bu açıklamalar faydalı da, şu Z planını raftan indirip tozunu almakta fayda var.