MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli dün yaptığı açıklamada, "Baraj konusundaki arayış ve çalışmalar, Sayın Cumhurbaşkanımızın yaptığı açıklama ile noktalanmış ve Cumhur İttifakı'nın baraj kararı yüzde 7 olarak tescillenmiştir" diyerek noktayı koydu.
Yüzde 7 barajı kime yarayacak? Ya da seçimlerde ne değişecek?
HDP'nin kapatılması davasının sonucu ne olacak bilmiyoruz. Şayet HDP kapatılmazsa bu yüzde 7 barajından en çok HDP zarar görecek.
2015 7 Haziran ve 1 Kasım seçimlerini hatırlayınız.
AK Parti'nin iktidar zaafına uğraması için HDP can simidi gibi görülmüştü. Bunun izahını da büyük bir pişkinlikle Sözcü gazetesinde Emin Çölaşan yapmıştı.
29 Ekim 2015 günkü yazısında şunları yazdı:
"HDP 7 Haziran seçiminde yüzde 10 barajını aşıp Meclis'e 80 milletvekili soktu. Bu 80 milletvekilinin neredeyse tamamı Güneydoğu'da AKP'den alındı ve iktidar partisi Meclis'te azınlığa düşmüş oldu. Ülkede acayip bir rüzgâr esiyordu... 'HDP'ye oy verin... Barajı aşsın ki AKP tek başına iktidar olamasın.'
İnce hesaplar yapıldı, büyük bir kumar oynandı ve tuttu...
Ülkemizin bölünmez bütünlüğünün, laik ve demokratik Cumhuriyet'in, Atatürk ilke ve devrimlerinin en büyük savunucusu olan, bazılarını benim de bire bir tanıdığım nice insanlar, sandık başına bu hesapla gidip oylarını HDP'ye verdiler. Peki şimdi, bu seçimde ne olacak? Eğer aynı süreç 1 Kasım günü de gerçekleşir, Doğu ve Güneydoğu'yu, ama özellikle de Güneydoğu'yu HDP silmece kazanırsa, AKP'yi kurtarmak mümkün olmaz. Dolayısıyla, bu seçimde de AKP'nin en büyük rakibi (istesek de istemezsek de) HDP'dir.
"Ne günlere kaldık!.. Apo'nun uzantısı olan HDP'den nefret ederdik. Şimdi AKP'nin elinden iktidarı söküp alma görevi adeta onlara verildi ve biz HDP'nin yüzde 10 barajını aşmasını dilemeye başladık!"
Bu uzun hatırlatmayı, önümüzdeki seçimler için de bir ölçü olması bakımından yaptım.
Karşımızda, inandığı bütün değerleri, AK Parti iktidardan düşsün diye inkâr eden onursuz bir zihniyet var.
Bunların ne İHA'lar, ne SİHA'lar ne TİHA'lar umurunda. "İsterse Türkiye batsın ama bu AK Parti dönemi bitsin" histerisi tutulmuşlar.
CHP–HDP ilişkileri konusunda, sanki anlaşamazlar gibi bir algı oluşturuluyor. CHP, HDP'ye mahkûmdur. HDP'nin desteklemeyeceği bir isim, Millet İttifakı'nın adayı olamayacaktır.
Yine 2015 seçimlerinden hatırlatayım.
Çölaşan sadece yazısını yazdı.
CHP ise sahada, "her evden HDP'ye 1 oy diye" çalıştı.
Zaman zaman bunu inkâr yoluna gittiler.
Yalan, artık CHP'nin sırtındaki ceket oldu. Bakınız, CHP İzmir Milletvekili Tacettin Bayır, 25 Ağustos 2015'teKastamonu'da şu konuşmayı yaptı:
"Bazı CHP'li arkadaşlar, bu uzun adam tek başına iktidar olmasın diye ve eğer HDP Doğu'da barajı aşamazsa, bu adam diktatör olacak anlayışı ile kendi partimizde yüzde 3 veya 4'lük kısım el altından HDP'ye oy kaçırdı. Bir ailede 5 kişi varsa 2 oyu HDP'ye kaçırdı..." (Cumhurbaşkanı Erdoğan'a "uzun adam" yaftasını yapıştıran FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'dir.)
CHP ve laik kesimin HDP'ye desteği, yüzde 10 barajını aşması içindi.
Yüzde 7 barajı, HDP'ye bu desteği kesecektir.
Kapatma davasının etkileri, Diyarbakır Annelerinin direnişi gibi faktörlerin de etkisi olacaktır.
"Zillet İttifakı"nın güvendiği dağlara kar yağması kuvvetli ihtimâldir.
Bir de ABD, Afganistan'dan çekildiği gibi Suriye'den de çekilirse muhalefet için çok kötü günler geliyor demektir.
Bunu bildiklerinden, ahı gitmiş vahı kalmış komplo teorisyenlerinin, AK Parti'nin içini karıştırmak için salladığı abuk sabuk kulis yalanlarına bel bağlıyorlar...