Bartın Üniversitesi (BARÜ) rektörü değerli dostum Prof. Dr. Orhan Uzun hocayı Habertürk ekranlarında görünce dikkat kesildim.
15 yıl önce kurulmuş olan BARÜ'nün 'Araştırma Kalitesi'nde dünya üniversiteleri arasında 563. sırayı, Türkiye üniversiteleri arasında ise 12. sırayı alması şaşırtıcıydı.
81 ile üniversite açılmasının kaliteyi düşürdüğü hep söylenir tartışılır ama 15 yıllık bir üniversitenin dünya sıralamasana girmesi ve Türkiye'deki asırlık üniversiteleri sollaması düşündürücü değil mi?
Demek ki yeni de kurulsa üniversite ülke ve dünya çapında başarılara imza atabiliyormuş!
Orhan Hoca'nın şahsında BARÜ'yü tebrik ederim.
Tabii başarı yalızca BARÜ'ye ait değil, 75 Türk üniversitesinin dünya sıralamalarında dereceye girmiş olması da ülkemiz adına sevindiricidir.
Hani sırf muhalefet olsun diye 'dünyada ilk 500'e giren üniversitesi olmayan ülke' diye konuşanlar vardı ya, onlardan bu gelişmeyi alkışlayan bir tavır göremedik.
Londra merkezli uluslararası yükseköğretim derecelendirme kuruluşu Times Higher Education(THE), yayınladığı "Dünya Üniversite Sıralaması 2023" raporunda Türkiye'den 3 Üniversite ilk 500'e, toplam 11 üniversite de ilk 1000'e girmiş.
Daha da önemlisi Türkiye'nin artık toplam dünya sıralamasında en iyi temsil edilen ülkelerden biri olmuş!
Sıralamada 75 Türk üniversitesi var
Geçen sene 61 idi.
2018'den bu yana sıralamaya giren üniversite sayısı üç kat artmış!
(Türkiye'den 75 üniversitenin yer aldığı THE sıralamasında Koç Üniversitesi, ODTÜ ve Sabancı Üniversitesi 351-400 bandında yer alarak dünyanın en iyi 500 üniversitesi arasına girdi. Öte yandan İstanbul Teknik Üniversitesi 501-600; Bilkent, Boğaziçi, Çankaya ve Hacettepe Üniversiteleri 601-800; Bahçeşehir, Özyeğin ve Yıldız Teknik Üniversiteleri ise 801-1000 bandında kendine yer buldu. Böylece THE sıralamasında Türkiye'den 11 üniversite ilk bine girerek dikkat çekici bir başarı elde edilmiş oldu. THE sıralamasında ilk bine giren 11 yükseköğretim kurumumuz dışında 24 üniversitemiz 1001-1500 diliminde, kalan 40 üniversitemiz ise 1501-1904 bandında yer edindi.)
Böylece Türkiye, ABD, Hindistan ve Çin gibi devlerin ardından en iyi temsil edilen yedinci ülke olmuş!
Sırf iktidara muhalefet olsun diye üniversitelerdeki başarıları görmek istemeyenler artık yankı odalarından çıkıp Türkiye gerçekleriyle yüzleşseler iyi olur.
2028'e kadar yürütmede bir değişim söz konusu olmadığı için eğitimi siyasi muhalefete alet etmesinler.
Tabii ki bu vesileyle başta YÖK Başkanı olmak üzere ilgili herkesi tebrik etmek gerekir.
YÖK başkanı dün bir gazeteye verdiği mülakat ile üniversitelerimizin bu başarısındaki kriterleri de açıklamış oldu.
"Üniversitelerimizin uluslararası görünürlüğünü artırmak için başta büyük veri projesi olmak üzere pek çok projenin stratejik bir hedef olarak uygulanmasına rehberlik ediyoruz." diyen Prof. Dr. Erol Özvar, araştırma kayıplarının önlenmesi, yabancılarla ortak çalışılması, yurtdışına araştırmacı öğretim üyesi gönderilmesi, genç beyinlere araştırma bursu verilmesi, temel bilimlere destek sağlanması, yabancı öğretim üyelerinin Türkiye'ye daveti ve desteklenmeleri, araştırma üniversitelerine fon verilmesi ve Anadolu üniversitelerine bölüm bazlı destek sağlanması olmak üzere 8 ayrı kriter açıkladı.
Erol Hoca'nın laf üretmek yerine iş üretmek gibi önemli bir meziyetinin olduğunu biliyorduk.
Ülkemizi en iyi temsil edilen ülkeler arasına sokmuş olması, bu özelliğini YÖK yönetimine de yansıdığını gösteriyor.
Tebrikler, teşekkürler!