Dün sabah Yunanistan Maliye Bakanı’nın istifa haberi geldi. Mecburi bir istifa bu.
Üstelik Avrupa Birliği’nin Yunanistan’a yapacaklarının da ilk adımı daha bu. Ardından başka yaptırımlar da gelecek hiç şüpheniz olmasın.
***
Avrupa Birliği, demokrasi ve ortak değerler falan denir ya, Yunanistan kurulu düzene isyan etti.
Eğer bu isyan başarılı olursa sosyalist ya da AB karşıtı aşırı milliyetçi partilerin Avrupa’da oy oranları patlar.
Bu da mevcut Avrupa Parlamentosu’ndaki siyasi grupların hiç birinin işine gelmez.
Ama referandum ama halkın tercihi falan demeye kalkan olursa AB “Biz Yunanistan’ı kurtarma kararını referanduma götürmedik” diyecektir.
Eğer Yunanistan’ın bulunduğu noktaya göz yumulursa bu kez yaptırımları kabul eden İspanya, İrlanda ve Portekiz maraza çıkartacaktır.
O yüzden Yunanistan için zor zamanlar asıl şimdi başlıyor ve Brüksel hemen yeni bir paket arayışına girmeyecek, Atina’daki Hükümet’i zor durumda bırakmayı tercih edecektir.
***
Pazar gecesi ekranda referandum sonuçları konular daha çok ekonomi ve Euro’nun geleceği üzerinden sorgulandı.
Siyasi etkilerse Yunanistan üzerinden ele alındı. Oysa Brüksel için asıl sıkıntı radikal sayılan partilerin Avrupa genelinde güç kazanması ihtimalidir.
Devrimci romantizmi yorumları yapmak biraz yel değirmenleriyle savaşmaya benziyor.
Örnek mi, Yunanistan Maliye Bakanı ekonomik gerekçelerden dolayı değil Avrupa Birliği’nin uzlaşı kültürüne aykırı hareket etme ithamıyla istifa ettirildi.
Brüksel şimdi iktidara ekibini değiştirme baskısı yapacaktır ki bu da ilk adım oldu aslında.
Atina’nın ödeyeceği bedeli arttıran bir diğer etmen Yunanistan finans ve özel sektörünün referandum sürecinde görece sessiz kalmayı tercih etmesi.
Brüksel mutlak bunu da not etmiştir ve Ağustos’ta AB tatili başlayıncaya kadar da top çevirerek cezalandırma sürecini ileri taşımış olacak...