Yunanistan’ın içinde bulunduğu ekonomik krizden büyük ölçüde Almanya’yı sorumlu tuttuğu biliniyor. Çok kabaca, Almanya’nın Yunanistan’ı “kandırarak borçlandırdığı” iddiası söz konusu. Borçlarını ödeyemeyeceği ortaya çıkınca Almanya “Yunanistan Ege’deki adalarını satışa çıkarabilir” türünden çözümler geliştirmiş, bu yaklaşım da tüm Yunanlıları çılgına çevirmişti. İşler öyle bir noktaya gelmişti ki, Atina’daki turizm acentelerinde ya da döviz bürolarında bulunan simgeler arasındaki Almanya bayraklarının üzerine çarpı işaretleri yapılıyordu.
İki ülke arasındaki gerilimin bugün de artarak devam ettiği anlaşılıyor. AB Komisyon başkanı Juncker, geçtiğimiz günlerde Rusya tehdidine karşı Avrupa silahlı kuvvetleri kurulmasını önermiş, Alman hükümet ortaklarından da bu öneriyi olumlu bulduklarına dair açıklamalar gelmişti. Bazı Yunan gazeteleri Almanya’nın AB ordusunu Rusya tehlikesine karşı değil, Yunanistan’ı işgal etmek için desteklediğini yazmıştı. Daha önce, 2. Dünya Savaşı’nda, Almanya tarafından işgale uğradığı unutmayan Yunanlılar açısından inandırıcı bir iddia olabilir.
Yeniden savaş tazminatı
Almanya’nın Yunanistan’ı AB ordusuyla işgal etmek, adalarına yerleşmek, sıcak denizlere inmek gibi planları var mıdır bilinmez. Ancak Yunanistan’ın geçmişin izleri üzerine bir siyaset kurguladığına şüphe bulunmuyor. İlk adım olarak da Nazi işgali nedeniyle Almanya’dan savaş tazminatı istemeye hazırlanıyor.
Yunanlı araştırmacıların arşiv çalışmaları sonucunda bir rapor hazırlanmış. Rapora göre, 1960’da iki taraf arasında imzalanan savaş tazminatları anlaşması gereği Almanya 115 milyon mark tazminat ödemiş. Bu para, Nazi şiddet mağdurlarına verilmiş. Buraya kadar iki ülke hem fikir. Ancak Almanya ödendi ve bitti derken Yunanistan ödenmesi gereken daha çok tazminat olduğunu ileri sürüyor.
Yunanistan’a göre 1953 yılında imzalanan Londra Borç Anlaşması uyarınca 2. Dünya Savaşı’ndan kalan borçlar, bir barış anlaşması imzalanması sonrasına bırakılıyor. 1960’a gelindiğinde Almanya bir miktar ödeme yapıyor, ancak gerisini ödemiyor. Bunun nedeni olarak da Almanya’nın bölünmüş olmasını, oysa sorumluluğun bütün Almanya’da bulunmasını gösteriyor.
Yeniden gerilim
İddiaya göre Doğu ve Batı olarak bölünen Almanya “bir gün birleşirsek, bakarız” diyerek durumu geçiştirmiş, oysa aynı dönemde Hollanda’ya Yunanistan’a ödenen tazminatın üç katı kadar para ödenebilmiş.
Rapor, savaş tazminatının sadece mağdurlar üzerinden hesaplanmasının mümkün olamayacağını da ileri sürüyor. Yakıp yıkılan yerlere dair yapılan hesap yaklaşık 160 milyon Euro. Ayrıca 1942 yılında Nazi yönetiminin Yunanistan’dan zorla kredi aldığı ve bunu da itiraf ettikleri ileri sürülüyor. Yine rapora göre Naziler kredi suçunu kabul edip borcun 476 milyon mark olduğunu teyit etmiş ve savaş bitmeden geri ödemeye de başlamış. Savaş bitip Naziler yenilince, ödeme de durmuş.
Yunanistan’daki rapor, kalan borcu faiziyle birlikte hesaplayarak Almanya’dan yaklaşık 7 milyar euro istenebileceğini ileri sürüyor. Almanya ise anlaşmaların zaman aşımına uğradığını savunuyor.
Yunanistan’ın tazminat konusunda başarılı olup olmayacağını öngörmek kolay değil. Başarılı olsa bile alacağı para, toplam borcu içinde devede kulak. Ancak bu girişimin Almanya bakımından esas caydırıcılığı, emsal oluşturma ihtimali. Yani başka ülkeler de eski defterleri karıştırarak Almanya’yı borçlu çıkarabilir. Yunanistan’ın alacaklarını tahsil etmekten çok bu ihtimali hatırlattığına bakılırsa, iki ülke arasındaki gerilim tırmanarak tüm Avrupa’ya yayılacak gibi.