Nisan ayı, Doğu Akdeniz açısından hayli hareketliydi. İsrail ve Amerikan Deniz Kuvvetleri,“Noble Dina 2012” tatbikatı için bir araya geldiler. Tatbikat esas olarak denizaltılara ve deniz yüzeyinden gelecek saldırıları önleme, tatbikat bölgesine “yabancı savaş uçaklarının girişini” engelleme ve İsrail Deniz Kuvvetleri’nin planlaması çerçevesinde ortak SAT komando harekatına dayalıydı. Tatbikat Kıbrıs’ın güneyinden İsrail kara sularına kadar uzanan bir alanda yapılırken, “üçüncü ortak” olarak Yunanistan da katılma kararı aldı.
Tatbikat alanı, esas olarak, İsrail ile Kıbrıs Rum yönetiminin birlikte doğalgaz çıkarma çalışmalarını yürüttükleri coğrafyayı kapsıyordu!..
Akdeniz için yeni rapor
Harris Samaras, Yunanistan’ın önde gelen ekonomistlerinden biri olarak tanınıyor. Pek çok uluslararası kurumda görev yaptı, özellikle finans alanındaki birikimleriyle hükümetlere danışmanlık görevi de bulunuyordu. Şu anda Pytheas Grubu’nun CEO’su... Şirketin adını antik Yunan’ın (tabii ki insanlık tarihinin ilk gezgin yazarı) Pytheas’tan almış olması dikkat çekici... Profilinde, “Pytheas gibi araştırmacı ve yeni ufuklara yelken açan” karakter sergileyen şirket, yayınladığı son raporla bu kimliğini de kanıtlamış oldu.
Harris Samaras imzasıyla gündeme gelen rapor, “güney-doğu” Akdeniz’de yapılan bilimsel çalışmalar sonucunda, (özellikle Girit Adası civarında ulaşılan yeni sonuçların da ışığı altında) bölgede 50 trilyon metreküp doğalgaz rezervinin bulunduğunu, bu miktarda bir rezervin Yunanistan’ı (Kıbrıs Rum yönetimi ve İsrail ile birlikte) Avrupa’nın bir numaralı enerji merkezi haline getireceğini savunuyor.
Sözü edilen coğrafyayı tarif etmemde yarar var: Kıbrıs’ın güneyi, İsrail kara suları, Mısır Deltası, Libya alanı, Lübnan ve Suriye kıta sahanlıkları!..
“Southeastern Mediterranean Hydrocarbons - A new energy corridor for the EU?” (Güneydoğu Akdeniz Rezervleri- AB için yeni bir enerji koridoru mu?) başlıklı raporu burada uzun uzun anlatacak değilim, meraklısı google’lar detayını öğrenir.
Raporun ana mantığı şu: Yunanistan-Kıbrıs Rum Yönetimi-İsrail üçlüsü, Mısır’ı da kendilerine katılmaya ikna ederek, Avrupa’nın en önemli alternatif enerji merkezlerinden biri olacaklar, Haritasını yayınladığım çalışmaya göre İsrail’den başlayıp Akdeniz altından Yunanistan’a, oradan da İtalya üzerinden Avrupa’ya ulaşacak boru hattıyla da, Türkiye’yi enerji dengelerinde Avrupa için vazgeçilmez kılacak NABUCCO projesine ihtiyaç bırakmayacak bir potansiyel devreye girmiş olacak!..
NATO ve İsrail
Şikago, 20-21 Mayıs günlerinde “genişletilmiş” NATO Zirvesi’ne ev sahipliği yapacak. Türkiye’yi Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün temsil edeceği Zirve’ye, NATO üyesi ülkeler dışında, Ermenistan ve Azerbaycan’dan Bahreyn’e, Malezya’dan Moğolistan’a Tonga’dan Japonya veya Avustralya’ya pek çok ülke en üst düzeyde katılıyor. Kıbrıs Rum Yönetimi ve İsrail yok!.. Çünkü Türkiye, kendisine düşmanlık besleyen unsurların İttifak’ın bünyesinde yer almasına karşı çıkıyor...
Şimdi anladınız mı, “Avrupalı müttefiklerin” iş Rum-NATO veya İsrail-NATO ilişkisine geldiğinde yüksek sesle homurdanmalarının ve Türkiye’ye dönük baskı manevralarının nedenini...
Belli ki, burnumuzun dibinde ortaya çıkan “dev pastanın” herkes farkında, herkes bir yerinden yararlanmanın stratejisini oluşturuyor, ama o pastanın güvenlik boyutunda yer alması öngörülen iki yönetim, Türkiye ile kavgalı... TPAO, KKTC’de petrol aramaya başladı, Akdeniz’de doğalgaz arama çalışmaları da başlıyor... Yani, “BüyükOyun”da gerginlik tırmanacak!..
“Akdeniz enerji havzasında” yer alan Libya, Mısır, Suriye ve Lübnan’ın durumuna bir bakın...
Sahi, İsrail donanması, bizim Mavi Marmara’yı nerede vurmuştu?..
DİP NOT- Yunanistan-Kıbrıs Rum Yönetimi-İsrail üçlüsünün kontrol etmeye çalıştıkları 50 trilyon metreküplük rezervi anlamak için, Rusya’nın 55, İran’ın 33, Türkmenistan’ın 26 ve Katar’ın 25 trilyon metreküp rezervleri olduğunu bilelim yeter.