Doğu Akdeniz ve Ege’de tansiyon yükseliyor. Yunanistan’ın uluslararası hukuka, karşılıklı anlaşmalara ve komşuluk ilişkilerine uymayan davranışları gerilimi artırıyor.
Çarşamba günkü yazımda da belirttiğim gibi Yunanistan için mesele biraz daha kazanım elde etmek ve bazı ülkelerin desteğiyle Türkiye’nin artan bölgesel gücünü dizginlemek.
Türkiye için ise mesele milli egemenlik ve bağımsızlık, yani beka meselesi.
Yunanistan devletinin megalo idea peşinde koştuğunu, Türkiye’den tarihi bir rövanş ve intikam almak istediğini, bunun bir tür takıntıya dönüştüğünü biliyoruz.
Peki, Yunan halkı siyasetçilerin bu sorumsuz davranışlarının neticesine ne ölçüde katlanabilir?
Türkiye’nin Yunanistan’ın hiçbir varlığında ve hakkında gözü yok, ama vatanına veya Mavi vatanına göz dikenlerin de gözünü oyma konusunda çok kararlı.
Kimse savaş istemez ama Türkiye savaş korkusuyla dayatmalara boyun eğecek, haksızlıkları sineye çekecek, egemenlik haklarını çiğnetecek bir ülke değildir.
Yunanistan’ın yasak olan adaları silahlandırması savaş sebebidir.
Yunanistan’ın karşılıklı anlaşmalara uymaması savaş sebebidir.
Yunanistan’ın Oruç reis gibi gemilerimize askeri hamle yapması savaş sebebidir.
Yunanistan’ın karasularını 12 mile çıkarma dayatması savaş sebebidir.
Bu konularda Yunanistan’ın oldu bitti yapma hevesine karşı Türkiye pasif kalmayacaktır.
Türkiye ile Yunanistan arasında tarihi sorunlar, yani istikşafi görüşmeleri devam eden kronik meseleler var.
Ve maalesef Fransa başta olmak üzere bazı ülkeler bunu yeni keşfetti ve bölgesel bir güç haline gelen Türkiye’yi frenlemek için bu meseleleri kaşıma politikasına sarıldı.
Fransa’nın derdi başka, Yunanistan’ın başka. AB avantajıyla yeni kazanımlar elde etme yaklaşımı Yunanistan’ı fena halde hezimete sürükler.
Fransa Libya’dan Suriye’ye kadar birçok bölgede pasif, etkisiz ve zavallı bir konuma düştü. Bugün Yunanistan’ı Türkiye’nin üzerine sürmesi, Türkiye’yi ne kadar güçlü bir rakip olarak görmeye başladığını gösteriyor.
Yunanistan’ın karın ağrısıyla, Fransa’nın eziklik acısı birleşmiş durumda.
Uzun zamanlardır hiçbir bölgede askeri varlık gösteremeyen Yunanistan, yine uzun zamandır her bölgede her bölgede pasif kalan Fransa’yı arkasına alarak Türkiye’ye efeleniyor.
O Türkiye ise aynı anda hem Suriye’de, hem Irak’ta, hem Libya’da, hem Doğu Akdeniz’de askeri hareketlilik içinde.
Uzmanlar iki ülkenin askeri varlığının istatistiklerini veriyorlar.
Oysa bu istatistikler, askeri varlığını üç kıtada aktif olarak kullananan bir ülkeyle, hangarda tutan bir ülkenin bilgilerini yansıtıyor.
Muharrip güç olmak, sahada etkin olmakla anlam taşır. Yunanistan’ın en son muharebesi Türkiye’de denize, Kıbrıs’ta dağlara sürülmek olmuş.
Türk ordusunun imkân ve kabiliyetleri, Türk devletinin irade ve kararlılığı, Türk halkının azim ve birlik ruhu iyi bilinmelidir.
T. Özakman ‘Şu Çılgın Türkler’de Kurtuluş Savaşı’nı ‘dünyadaki en meşru, en haklı, en kutsal savaşlardan biri’ olarak niteler.
Türkiye o gün haklıydı ve kahramanlık destanı yazdı. Türkiye bugün de haklıdır ve yeni destanlar yazmaktan çekinmez.