2008 küresel krizi öyle sıradan bir kriz değil. Ekonomik ve sosyal olarak mutlaka çok önemli oldu ve olmaya da devam edecek.
En büyük maliyeti hiç kuşkusuz işsizler, işsiz kalanlar, iş piyasalarına yeni girenler üstlendiler.
Ve bu işsizlik maliyeti çok büyük ölçüde devam ediyor.
ABD şimdilik bu süreçten kısmen sıyrılmış yegane ülke olarak duruyor.
Bu kriz ve işsizlik süreçlerinin küresel olarak çok önemli siyasi sonuçları da olabilir.
Avrupa’nın bütünü, AB ülkeleri, avro bölgesi de söz konusu krizden etkilendi, işsizlik oranları yükseldi.
Yunanistan ve İspanya en çok etkilenen ülkeler oldular.
Fransa ve şimdilerde de Almanya krizi sıfır büyüme oranları ile yaşıyor.
Hiç kuşkusuz özel nedenlerden Yunanistan söz konusu krizi en ağır, çok ağır yaşayan ülke oldu.
Avro sisteminin yara almaması için başta Almanya olmak üzere AB ülkeleri Avrupa ekonomisinin yüzde ikisinin altında bir büyüklüğe sahip yunan ekonomisine destek verdiler.
Ancak, bu desteğin karşılığında yunan halkı çok sert önlemlerle karşı karşıya kaldı.
Bu ay Yunanistan’da seçimler var ve anketler kemer sıkma politikalarına yani Almanya’nın başını çektiği hatta dayattığı çok sert politikalara karşı çıkan, kemer sıkma politikalarına karşı olacaklarını açıklayan bir sol eğilimli koalisyonun (Aleksis Çipras liderliğindeki Radikal Sol Koalisyon, SYRIZA. önde gittiğini belirtiyor.
Syriza seçimlerden galip çıkar, tek başına hükümeti kurabilir ise, Yunanistan’ı da, Avrupa’yı da, avronun geleceğini de ilginç gelişmeler bekliyor demektir.
Bu arada Almanya ilginç bir çıkış yaptı ve Syriza seçimleri kazanır, kemer sıkma politikalarına da son verir ise Yunanistan’ın avro sistemi içinde kalması için gösterdikleri kararlılıktan vazgeçeceklerini açıkladı.
Bu açıklama çok ilginç.
Siyasi yorumcular bu açıklamayı Almanya’nın Yunanistan erken seçimlerine (25 Ocak) doğrudan müdahalesi olarak değerlendiriyorlar.
Almanya Yunanistan için avro sistemi içinde kalmanın çok önemli bir hedef olduğunu biliyor zira yunanlılar avroyu ülkelerinin avrupalılaşma sürecinin çok önemli bir koşulu olarak değerlendiriyorlar.
Ancak, görünen o ki, kriz, işsizlik ve avro sistemi içinde kalmak için zorunlu kemer sıkma politikaları yunan seçmeninin azımsanmayacak bir kesimini malum avro sevdasından vazgeçirmiş gibi.
Benim de merak ettiğim konu Almanya’nın bu tavrının yunan seçmenini nasıl etkileyeceğidir.
Almanya’nın bu çıkışı kimi yunan seçmenini korkutabilir, avrodan çıkmamak, Avrupa’nın parçası olarak kalmak için Syriza’ya oy vermekten vazgeçebilir.
Ama, kimi seçmen de, bu tavrı, Almanya’nın kendi içişlerine karışmak olarak görebilir ve belki de Syriza’ya verilmeyecek oyların bir bölümü bu koalisyona yönelebilir.
Yunanistan 25 Ocak erken seçimleri çok önemli bir seçim olacak.