İnsanlık karamsar bir sürece girdi. Piyasalardaki durgunluk belirtileri kapitalizmin çarklarını aksatıyor. Tüketim bağımlısı toplumlar alışkanlıklarını terk etmek zorunda.
Azdan az çoktan çok gidermiş. Refaha alışan Avrupa'da enerji krizi nasıl bir etki bırakacak bu kış göreceğiz.
Avrupa siyaseti aşırı sağ hareketlere evriliyor. Popülist, yabancı karşıtı, otoriteryan zemine oturan hareketler Avrupa siyasetinde önümüzdeki dönemde daha da güçlenecek. 11 Eylül sonrası yükselen İslam karşıtlığı, 2008'de yaşanan Euro krizi, mülteci göçü, 2020 Covid-19 salgını, 2022 Ukrayna savaşı ve enerji krizi aşırı sağın ivme noktaları.
Fransa, İsveç, Hollanda... Avrupa'da yükselen sağ korkusu İtalya'da Meloni'nin seçimi kazanmasıyla gündeme geldi. Belki yakın gelecekte aşırı sağ hareketler özellikle Avrupa üzerindeki Rusya ve ABD etkisini sorgulayacak ve mevcut iktidarları birer birer uzaklaştıracaklar.
Küresel savaş hattının ilk cephesi Ukrayna için AB liderlerinin çözüm arayışları bugüne kadar yetersiz kaldı. Her ne kadar Avrupa Siyasi Topluluğu, Hazar kaynaklarına erişim için alelacele Prag'da buluşsa da esas meseleyi görmekten çekiniyorlar.
Türkiye bu keşmekeşte farklı bir yerde duruyor. Erdoğan çatışmanın tam ortasında bile sakin, diplomasiyi çalıştıran, çözüm üreten bir vizyonla dünyaya sesleniyor.
Batı'da yükselen sağ hareketler Avrupa Parlamentosu seçimlerini incelediğimizde dikkatimizi çekiyor, birbiriyle uzlaşamayan ama Avrupa'nın hemen her tarafında varlığını gösteren bir dalga. Bu hareketler Türkiye'de de etkisini gösteriyor.
Türk milliyetçiliğinden tamamen uzak, köksüz ve kültürel kodları zayıf bir akım özellikle muhalefet partilerini Avrupa'dakine benzer bir zemine itiyor. Kimi partilerin çok heveslendiği ve hatta başka bir politika üretmeden sığınmacı karşıtlığını merkeze alan açıklamalar bizdeki enflasyonist ortamda daha belirgin oldu.
Hızlı göç ve göç politikalarındaki aksaklıklar hafife alınamaz elbette. Planlı bir geri gönderim politikası zaman içinde hayata geçecek ancak bölgesel gelişmeler ve karşılıklı çözüm adımları atılmadan geri gönderim mümkün değil ayrıca insani de değil.
Cumhur İttifakı, aşırı sağ hareketler karşısında merkezde konumlanmış durumda. Üstelik milliyetçi-muhafazakar geçmişe/çizgisine rağmen toplumsal grupların taleplerini dikkate alan demokratik ortak uzlaşı kültürüne de sahip. Siyasetin çözüm üretmek ve ortak paydada buluşmak için atacağı önemli adımlara gebe olduğunu unutmayalım.
Önümüzdeki dönemde Türkiye'nin nasıl merkez ülke olacağını göreceğiz. Küresel siyasette öne çıkan Ankara'nın yanında yer almak isteyen başkentlerin sayısı artacak. Krizleri diplomasi masasına taşıyan ve küresel barışa katkı sağlayan bir ülkenin iç siyasetinde de geniş ufuklu bakışın etkilerini göreceğiz.
Erdoğan'ın küresel siyasetteki rolü ve ilham veren ülke Türkiye misyonu 2023 seçimlerine giderken daha çok konuşulacak.