1978 yılında, PKK Merkez Komitesi tarafından kaleme alınan PKK Kuruluş Bildirgesi metninde geçen ‘İslam ümmeti anlayışı millet bilincinin gelişmesini sürekli engelledi’ ifadesi sonraki yıllarda örgüt yandaşlarına rehberlik edecek konumda kutsallaştırıldı desek yanlış olmaz.
‘Ben Tunceli Lisesi’ni bitirdiğimde ailemden aldığım terbiye ile dini inançlarıma, Türk örf ve adetlerine bağlı biriydim. Ne olduysa üniversite tahsili için gittiğim Ankara’da oldu... Birçok arkadaşım önce benim gibi komünizmi benimsedi. Bu PKK’nın en büyük silahıdır. PKK bünyesine alınan insanların beyinlerine Marksizm ışığında tarihi gerçekler saptırılarak verilir.’
PKK’nın MK üyeliğini yapan Ş.D’nin güvenlik kuvvetlerine teslim olduktan sonra verdiği ifadeden sadece bir kesit olan yukarıdaki paragraf, 1978’de kaleme alınan bildirgenin daha sonraki yıllarda başta üniversitelerde olmak üzere her alanda uygulanmaya başladığını göstermektedir.
Sonraki yıllara da bir göz atalım;
3 Mayıs 2010. Terör örgütü PKK’dan kaçarak Şırnak’ta teslim olan P.C. adlı kadın bir teröristin Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığında verdiği ifadelerde ‘... Bizlere Kürtlerin dini İslam değil Zerdüştlüktür diyerek İslam’ı savunanları azarlıyor ve Hz. Muhammed ile dalga geçiyorlardı. Sizde üç ay sonra bizim gibi düşüneceksiniz, o zaman ne dediğimizi daha iyi anlayacaksınız diyorlardı...’
2014’te, Şırnak’ın Silopi ilçesinde HDP’nin düzenlediği ‘Kadına şiddet’ konulu etkinlikte, Müslüman Kürt kadınlarının yüzyıllardır giydiği çarşaf üzerinden kadının köleleştirildiğine yönelik düşüncelerin işlenmesi, daha sonrasında başta Van olmak üzere birçok ilde halktan tepki çekmesine rağmen ‘Toplumsal bir Kâbustur namus’ afişlerinin asılması, örgütün bilinçli olarak İslamiyet’i yozlaştırma adına belirlediği stratejinin yapı taşları arasında sayılabilir.
Yine Öcalan’ın isteği ile gerçekleştirilen Demokratik İslam Kongresi’ne PKK ve HDP’nin önde gelen isimlerinin katılmamasını, örgütün bölgede Müslüman Kürtlerin haklarını sözde savunuculuğunu üstlendiğini gösteren faaliyetleri arasında sıralayabiliriz. Kongrede Öcalan’ın ‘Çağdaş İslami ümmetin millet birliğini anlamlı buluyorum’ mesajına rağmen sonrasında HDP lideri Demirtaş’ın Diyanet İşleri Başkanlığı üzerinden yaptığı seçim propagandasını hatırlanması adına buraya not düşelim. Öcalan’ın daha öncesinde herkes tarafından bilinen İslam karşıtı sözlerinin olduğunu ama kongrede gönderdiği mesajla neyi amaçladığını da tartışılabiliriz.
Ocak 2015’te, Terör yandaşlarının kışkırttığı 10-12 yaşlarındaki çocukların Sultangazi’de bulunan Veysel Sacıhan Ortaokulu’na yönelik taşlı saldırıları esnasında bölgede bazı insanların yaptığı yorumlar dikkat çekiciydi. ‘Sultangazi’de imam hatip eğitimi veren bir okulun faaliyet göstermesini istemiyorlar.’
Doğu ve Güneydoğu’da İslamiyet’i benimsemiş ve İslami değerlere gönül vermiş insanlarımıza gösterebileceğimiz daha çok kanıtlar olsa da yerimizin darlığı nedeniyle son bir örnek ile vermek istediğimiz mesajı özetleyelim. Dün bir Alman televizyonunda yayımlanan görüntülerde adının Cemil olduğu anlaşılan yaralı bir teröristin acılı halde yaptığı dua esansında kullandığı ifadeler durumu özetleyecektir umarım ‘Yüce İsa’.
Yaralı teröristin Hac işareti yaparak ağzından çıkan ‘Yüce İsa’ kelimesiyle bağdaşmayacak faaliyetleri sorgulamaktan ziyade bu video haberini ülkemizde dini hassasiyetleri ile tanınan paralel medyanın kendi yayınlarında görüp görmeyeceğine de şahit olacağız.