PKK'nın silah bırakma ve feshedilmesi süreci ile Suriye'deki olaylar birbirinden bağımsız değil.
PKK Türkiye'de fiilen bitmiş vaziyette, Irak'ta ise kilit kapandı örgüt Türkiye'ye yönelik eylem yapamaz hale geldi.
Terör üreten ve milli güvenliğimizi tehdit eden PKK'nın Suriye koludur. PYD, YPG, YPJ'dir.
Türkçe Demokratik Birlik Partisi manasına gelen Kürtçe Partiya Yekitiya Demokrat'ın kısaltılmışı olan PYD, Öcalan'ın talimatıyla örgütün hedefleri doğrultusunda Suriye'de varlığını devam ettirmek amacıyla 17 Ekim 2003 tarihinde kurulmuştur.
Türkçe açılımı Halk Savunma Birlikleri olan Kürtçe Yekineyen Parastina Gel'in kısaltılmışı YPG, terör örgütü PKK'nın uzantısı olan PYD'nin Suriye'deki silahlı koludur.
Kürtçe Yekineyen Parastina Jin'in kısaltılmışı olan YPJ ise YPG'nin kadın tugayı olarak kurulmuştur. 18-40 yaşları arasında 7000 silahlı kadın teröriste komuta etmektedir.
Hepsi PKK'nın uzantısıdır.
PYD'nin emrindeki terörist sayısını en düşük gösteren kaynaklar 80 bin derken 135 bin diyen kaynaklar da vardır. Bölgenin baş belasıdır!
PKK uluslararası kuruluşlar nezdinde terör örgütü listesinde olduğu için emperyalist güçler açıktan destek verebilmek amacıyla örgütün yüzüne bir maske geçirdiler.
Maskenin adı SDG oldu. Yani Suriye Demokratik Güçleri!
O günden bugüne kadar da başta ABD olmak üzere bölgede çıkarı olan güçler tarafından DEAŞ'la mücadele bahanesiyle resmen desteklenir hale geldi.
Fonlayan silahlandıran ise doğrudan ve resmen ABD'dir.
PYD, YPG, YPJ bunların üçü de PKK uzantısı olarak SDG maskesinin arkasında bölge devletlerinin toprak bütünlüğünü tehdit etmekte ve kendileri gibi düşünmeyen Kürtler dâhil sivil insanlara karşı terör eylemlerini aralıksız sürdürmektedir.
Baasçı Esed rejimi de bu örgütle dayanışma içinde olmuştur.
SDG hariç Suriye'deki muhalefet grupları Ahmed Şara başkanlığında bir araya gelerek kanlı Esed rejimine son verdi. Artık devlet olmanın gereği silahlı gurupların yeni Suriye ordusuna katılıp örgütlerini feshetmesi kararı alındı ve SDG hariç grupların hepsi bu karara uydu.
SDG, tüm grupların katılımıyla yapılan Ulusal Diyalog Kongresi'ne de katılmadı.
Tabiatıyla SDG iplerini elinde tutan çevrelerin yönlendirmesiyle Şam yönetimiyle pazarlık yapmayı denediler. Detaya gerek yok özerk bölge gibi hareket etmeyi önerdiler.
Şam kabul etmedi. Dolayısıyla SDG Şam yönetiminin de baş belası oldu.
Kanlı Baas rejimi düştükten sonra emperyalist güçlerin maşası olan SDG'nin özerk bölge statüsü talebini göz önünde bulunduran Türkiye de 30 km derinliğinde güvenlik politikasını Suriye'nin toprak bütünlüğü şeklinde revize etti.
Şam yönetimi de aynı istikamette görüş belirleyerek devlet dışında silahlı yapıya izin vermeyeceğini dolaysıyla SDG'nin de silah bırakmasını istedi.
Kurucusu Öcalan'ın PKK'yı feshetme çağrısının PKK'nın tüm gruplarını içerdiği bizzat görüşmeleri yürütenler tarafından da net olarak açıklanmasına rağmen YPG çağrının kendilerini içermediğini ilan etti.
DEM Parti sözcülerinin de çağrı YPG'yi içermiyor açıklamaları Öcalan'ın çağrısını amacından saptırma gayreti olarak sırıtmaya başladı.
Çünkü başta yazdığım gibi çağrının asıl hedefi YPG'dir.
Dün DEM Parti EMEP görüşmesi sonrası Öcalan'ın çağrısının YPG'yi kapsayıp kapsamadığına ilişkin soruya cevap veren Tuncer Bakırhan, 'onu biz belirleyemeyiz, SDG'nin temsilcileri de bizler değiliz. "diyerek SDG'yi öne sürüp YPG'yi çağrının muhatabı olmadığını ima etmeye çalıştı.
Oysa daha dün HDP Eş Genel başkan Figen Yüksekdağ, 'Sırtımızı YPG'ye, YPJ'ye ve PYD'ye yaslıyoruz.' dememiş miydi?!
DEM Parti hâlâ YPG'yi koruma refleksiyle hareket etmeye devam ediyor.
Oysa YPG geçen hafta rejimin kalıntıları, İsrail'in aldattığı Dürziler ve İran'ın tahrik ettiği çevrelerle birlikte Şam yönetimini düşürmek için silahlı eylemler yaptı. Halep'teki YPG teröristlerinin saldırıları hükümet güçleri tarafından püskürtülmeseydi Halep'i işgal edeceklerdi.
DEM Parti YPG'yi silah bırakmaya teşvik etmek yerine bırakmaması gerektiği istikametinde açıklamalar yaparak tarihi çağrıyı sulandırmaya çalışıyor.
YPG silah bırakıp bölgeyi Şam yönetimine devretmedikçe Öcalan'ın çağrısı hedefine ulaşmış olmayacaktır!
Ben bu DEM Parti'ye hiç güvenmiyorum, çağrının gerçekleşmemesi için çabalıyorlar gibi geliyor bana.
İnşallah ben yanılırım!
***Yazıyı bitirdikten sonra SDG'nin Şam yönetimiyle anlaştığı haberi geldi.
Eğer anlaşmaya uyulursa Türkiye hedefine ulaşmış olacak.
Anlaşmanın özü SDG yıl sonuna kadar bütün kurumları Suriye devletine devredecek.
İlke olarak güzel bir anlaşma. Lakin bu örgüt sözüne ve imzasına sadık bir örgüt değil.
Eğer İsrail ve batılı efendileri zaman kazanmak için böyle bir akıl vermedilerse bu anlaşma ayakta alkışlanır.