1 Kasım’dan sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan karşısında helva gibi pelteleşen ve adeta Yozgat kuzusu haline gelen yazar arkadaşa bir çağrım var. Bak kuzu kardeş beni kendin gibi tetikçi bildiğinden kuzucuk kafanla ikide bir bana göndermeler yapıyorsun. Gerçi arada sana aferin diyorum, hoşuma gidiyor esprilerin. Şark kurnazlığı konusunda taklitlerin olan diğer 7’li çetecilerden daha ileri zekalısın. Ben adil bir adamım, eğriye eğri doğru doğru derim. Fakat hem sen hem de ortak olduğunuz taklitlerin zannediyorsunuz ki bu köşede yazmak yada televizyonlarda konuşmak benim taparcasına bağlı olduğum bir olaydır. Çünkü sizler öylesiniz. Oysa benim bir zerre bile umrumda değil. Merak etme bu ülkenin en tepeleri de bu gerçeği iyi bilir. Sizler köşeleriniz ile ekranlarınıza tapıyorsunuz ve kaybetme ihtimalinden tavuk gibi korkuyorsunuz. Bu arada geçenlerde itiraf ettiğin gibi bu ülkenin AK Partili’si de CHP’lisi de MHP’lisi de HDP’lisi de seni kaypak ve yalancı buluyor. Sen bu ülkenin yüzde 100’üne birden güven vermeyen, sadece patronunun çıkarlarına göre kalem sallayan ve ilkeleri olmayan dansöz bir tipsin. Kürtler de bunu biliyor, ülkü ocakları da Atatürkçü dernekler de tüm dindar Müslümanlar da bunu biliyor...
Aydın Doğan yarın seni kapının önüne koysa 2 hafta içinde varlığın ve yokluğun anlaşılmaz Yozgat kuzusu. Şu anki köşeni kaybedersen seni sadece meczup gazeteler alır. Belki Erdoğan’a yaptığın yalakalıklar yüzünden onlar bile almaz. Kimsenin izlemediği marjinal TV kanalları dışında bir yere de çıkamazsın. Piyasan bitti senin. Dönemin bitti. Uzatmaları oynuyorsun. O yüzden çok korkuyorsun ve Aydın Doğan ne isterse ama ne isterse itiraz etmeden kuzu kuzu yapıyorsun. Aydın Doğan yarın canlı yayında pabuçlarını boyamanı, cilalatmanı parlatmanı istese onu da yaparsın. Dürüstçe kabul et ki bu yazdıklarım gerçek. Öfkelenme, sakinleş ve gerçeklerle yüzleş. Sen düşmekte olan ve daha da düşecek olan bir tipsin. Hele 80 yaşında olan Aydın Doğan -Allah gecinden versin- bir vefat ederse sadece sen değil tüm medya grubu olarak hepiniz çil yavrusu gibi dağılırsınız. Hiç kimse parçalarınızı bile ortalıktan toplayamaz...
Aslında sen aptal değilsin, dediğim gibi taklitlerinin hepsinden uyanıksın. Köylü kurnazlığı var sende. Biliyorsun ki kovulduktan 1 ay sonra Taksim’in ortasında soyunup çırılçıplak bağırsan yine kimse senin suratına bakmaz. Bak geçenlerde Fethullahçı örgütün Abant kampında buluşan yazarların ne dediğini takan bile olmadı. O Fethullah destekçisi Abant kadrosu hepsi toplanıp Taksim’de aynı eylemi yapsalar bile bu ülkede yüzlerine bakan yok artık. Topluca ve tüm Türkiye toplumunun gözünde bittiler. Bilmiyorsun ki ben şu anki köşemden ayrılırsam daha da güçlü hale gelirim. Sen ise bir zamanlar kendini popüler gören şimdilerde ise yaşayıp yaşamadığı bilinmeyen meczup kadın kankandan farksız hale gelirsin. Ya da lokantacılık yapan diğer kankan gibi sen de lokanta açarsın ya da belki Aydın Doğan’a servis verdiğin için tecrübeli olduğundan Brooklyn’de bir mekanda eski kankanla garsonluk yaparsın. Pardon bir kelime bile İngilizce bilmediğini ve hiçbir yabancı dili bilmediğini unutmuşum. Sen anca buralarda o işi yapabilirsin. İstanbul Ticaret Odası Başkanı İbrahim Çağlar sana güzel bir iş bulur merak etme.
Biliyorsunuz geçen yazı İbrahim Çağlar’ın PKK’lı bir akademisyeni hala koruyup kolladığını kanıtlarıyla ortaya koydum. PKK terör örgütüne destek bildirisine İbrahim Çağlar’ın üniversitesinden imza atan akademisyen hala görevde ve maaş alıyor. Oysa bu PKK’lı akademisyeni okuldan kovacağı yönünde basına beyan vermişti İbrahim Çağlar. Biz de Çağlar’ı takdir etmiştik. Fakat sonrasında bunun Cumhurbaşkanımıza yaranmak için yapılmış sahte bir şov olduğu ortaya çıktı. PKK terör örgütüne destek veren bu akademisyen halen İbrahim Çağlar’ın İstanbul Ticaret Üniversitesi’nde talebe yetiştiriyor. İbrahim Çağlar olayın sıcak olduğu ilk günlerde sırf basına şov amaçlı yalan beyanlar vermiş. Sonrasında ise bu PKK’lı akademisyeni korumuş ve kollamış. Dahası o ilk günler -Okuldan kovuldum- diye yalandan şov yaparak yabancı medyalara demeçler veren PKK’lı akademisyen de her türlü sosyal medya hesabında İstanbul Ticaret Üniversitesi kimliğini gururla kullanmaya devam ediyor. Bir yandan Türk devletine bağlıyım diyen bir yandan da bu ihanete imza atan İbrahim Çağlar bu yaptıklarının hepsi not ediliyor. Türkiye’de büyük harfle bir DEVLET vardır ve bu 1000 senelik bir realitedir...