1 Kasım 1971'de Arap-İsrail çatışması giderek artan biçimde ABD-Sovyet Soğuk Savaş rekabetiyle iç içe geçti. Hatta 1973'te ABD, Sovyetler'den gelebilecek bir saldırı riskine karşı tüm dünyada alarma geçti. Sovyetler'in Mısır ve Suriye ile bağlarını artırırken ABD, İsrail'e desteğini kuvvetlendirdi ve Kasım ayında ABD ile İsrail arasında askerî yardım ve politika koordinasyonunu kapsayan ilk mutabakat zaptı imzalandı.
6 Ekim 1973'te Mısır ve Suriye'nin Müslümanların kutsal ayı olan Ramazan ve Yahudilerin en kutsal günü olan Yom Kippur'da İsrail'e beklenmedik saldırısı diplomatik açmazı kırmak için gerçekleştirdikleri belirtilir ve bugün Yom Kippur Savaşı-Ekim Savaşı olarak tarihe geçmiştir.
Bir hafta sonra 13 Ekim'de ABD İsrail'e geniş çapta hava koridoru açtı; ardından da Başkan Nixon İsrail'e havadan nakliyatın sağlanması için Kongre'ye 2,2 milyar dolar tutarında özel talep etti. 22 Ekim 1973 tarihinde BM Güvenlik Konseyi kabul ettiği 338 sayılı kararında hemen ateşkes çağrısında bulundu ve 242 sayılı Kararı tekrar vurguladı. Savaşın taraflar arasında güven tesisini amaçlayan, Amerikan ve Rus ortak gözetiminde kabul edilen üç maddelik 338 sayılı kararla tarafların 12 saat içinde ateşi kesmeleri ve bölgede devamlı bir barış için müzakerelere, 242 sayılı karar çerçevesinde, yeniden başlanması isteniyordu.
26 Ekim'de taraflar arasındaki ateşkes görüşmeleri, kuvvetlerin geri çekilmesi ve silâh bırakma anlaşmalarının yapılması konularında gerçekleşti.
1973 sonbaharı, ABD'nin Arap-İsrail çatışmasında Dışişleri Bakanı Henry Kissinger tarafından ortaya koyulan yeni bir politikaya yöneldiği dönem olarak da tarihe geçti: kapsamlı bir anlaşma için adım adım ilerleme. Aralık ayı da bunun bir ifadesi olarak ABD'nin Sovyetler Birliği desteğiyle Cenevre'de gerçekleştirdiği barış konferansına sahne oldu ve savaş sonrasında diplomatik bir açılım sağlanması hedefleniyordu.
1974 yılına Kissinger'ın tarihe mekik diplomasisi ile başlandı ve Ocak ayında da İsrail ile Mısır arasında ilk iki parçalı çekilme ve savaşa son verme anlaşmalar imzalandı. Mart ayında ABD Başkanı Nixon'ın Kongre'ye sunduğu daha önce örneğine rastlanmamış Mısır ve Ürdün'e yönelik yardım tasarısına sahne olmuştur. Nixon, ardından Nisan ayında İsrail'e 1 milyar dolarlık silâh kredisinin geri ödenmesi hakkından feragat ettiğini açıklamış, 31 Mayıs'ta da İsrail ile Suriye arasında anlaşma imzalandı ve Golan Tepeleri'ne BM Barış Gücü yerleştirildi. Burada dikkat çeken bir diğer nokta da ertesi yıl ABD'nin hiç yardım yapmadığı Suriye'ye 100 milyon dolar yardım yapmasıdır. Daha önce de belirttiğimiz üzere ABD'nin Orta Doğu ülkelerine yaptığı yardım ve uyguladığı ambargolar burada da görüldüğü gibi Orta Doğu'daki gelişmelerde belirleyici etkiye sahiptir.