Çek Cumhuriyeti karşısındaki Milli Takımımız, ilk yarıyı çok kötü başladı. Maçın ilk devresi itibariyle Caner Erkin ve Şener Özbayraklı hiçbir akına katılamazken, orta sahamızda Oğuzhan ve Ozan hiç de iyi değillerdi. Hakan Çalhanoğlu pasif kalırken, Cenk Tosun da ilerde Çek savunması arasında kayboldu.
Hücumda çoğalamazken doğru dürüst bir akınımız bile yoktu. Çekler ise topu ayağa oynayarak topa sahip olma yüzdelerini bizimkilerin 3 - 4 katı fazlaya taşıdı. Onlar hücum ağırlıklı oynamaya çalıştılar. Millilerimiz ise takım halinde savunma yapmaya mahkum oldu. Ama ilk yarı golsüz berabere bitince geldik ikinci devreye...
Serdar Aziz’e yapılan penaltıyı Selçuk İnan ile gole çevirdik ve öne geçtik. Ondan onra da Milli Takımımız, gerçek futbolunu sahaya yansıtarak bu sefer de Çekler’e karşı üstün bir oyun sergilemeye başladı.
Volkan Şen ile kaçırdığmıız mutlak bir gol varken, Arda Turan’ın mükemmel gol pasında Hakan Çalhanoğlu ikinci golümüzü buldu. Dolayısıyla Milli Takım attığı her iki golden sonra özgüven sahibi oldu ve de gollerle başlayan iyi futbolumuz sayesinde 3 puanı hanemize yazmayı becerdik.
Futbolun kitabı yoktur. “Her zaman iyi oynayan kazanır” diye bir kaide de yoktur. Biz gollerimizle iyi futbol oynamaya başladık ve de Çek Cumhuriyeti’ni yenilgiye mahkum ettik.
Demek ki gol atınca özgüven de geliyor, yetenekleri sevrgilemek şansını da yakalamış oluyoruz ve futbolumuzu geç de olsa rakibimize kabul ettiriyoruz. Alkışlarımız Milli Takımımız’a..
Şimdi sırada İzlanda maçımız var. Bu karşılaşmayla beraber 4 puan beklentisi içinde olan Milli Takımımız 3 puanı kazandı, İzlanda karşısında da bu moralle umarım ki yine galibiyete sahiplenen oluruz. Kısacası kötü başlayıp iyi bir şekilde maçı bitiren takımımızın İzlanda karşısında da yolu açık olsun.