Artık şunu açıkça ve yüksek sesle dile getirmek gerekir ki, Türk hakemliği iflas etmiştir! Yalandan yere kendini yere atıp sakatlanıp sonrasında hiçbir şey olmamış gibi sahaya geri dönen futbolcular her yeri sardı. Fenerbahçe-Pendikspor maçının benzerini sanırım kimse izlememiştir.
Topun oyunda kaldığı süreden, verilen-verilmeyen kartların abukluğu, yanlış kartlar ile çalınan haklara dek hepsi futbol dünyamızın hazin sonunun açık göstergesiydi. Artık sahalarımızda oynanan şey futbol değil başka birlerinin kendi dünyalarında kurdukları "istediğimize kazandırırız" oyunu oldu çıktı.
İsteyen istediği gibi maç yönetiyor, isteyen istediği gibi kararlar veriyor kimseyi umursamıyor. MHK-TFF ayrı telden çalıyor, futbol ailesinin genel sorunları ile ilgilenmek yerine iç sorunlar ile boğuşup derede boğuluyorlar. İnsanların sevgisi, hassasiyeti hiçe sayılır oldu.
Hak çalmak, rakibini aldatıp çıkar elde etmek normal hale geldi.
Yapmadığı şeyler ile övünen teknik adamların türediği aciz futbol iklimimiz battı batıyor, ama kimsenin umurunda değil.
Her bir birey bir başkasının mutluluğunu çalmanın yolunu arıyor!
Kulüplerin milyarlarca borcu ortalık yerde dururken, saçma tartışmalar ile başarısızlıklarının üzerine örten dünya kadar insancık türedi.
Sosyal medya üzerinden suni savaş hali şampiyonluk yolunda giden iki kulübün yöneticilerinin hoşuna gidiyor. Yaptıkları, yapmadıkları birçok şeyin üzerini böylelikle örtüyorlar. Bir iki cümle edip taraflarının gönlünü alıyorlar, hedef şaşırtıyorlar. Herkes başka yöne bakarken, her türlü usulsüzlük ve hata ayyuka çıkıyor. Gidişat hiç de iyi değil.
SKANDAL ÜSTÜNE SKANDAL
TFF Zoom üzerinden yaptığı toplantıda her zamanki gibi haftanın maçlarını değerlendirildi. Ancak Büyükekşi'nin toplantıya katılma amacı Tolga Özkalfa'nın "Ben istifa ettim" sözüne kızması ve hakemlere "Hayır onu ben gönderdim" demek istemesiydi.
Fenerbahçe-Kasımpaşa maçında Dallas, Cihan Aydın ve Erkan Engin'e hem Osterwalde'nin penaltısı hem de son dakikadaki VAR çağrısı için ateş püskürdü.
Sonra tarihi skandalın yaşandığı olaya geçildi.
Yani, Galatasaray- Antalya maçına...
Dallas, Abdülkadir Bitigen'e sorar!
Bitigen bu VAR çağrısına uyarak VAR'a gidip "Penaltı verdiğin pozisyon penaltı mı sence?" der!
Ve bırakın Türkiye'yi, dünya futbol tarihinde görülmemiş bir olay yaşanır:
Bitigen: "Penaltı değildi hocam" der...
Bu Zoom toplantısının kaydı TFF'de mutlaka olmak zorunda ve var da!
Bu olay ARTIK ADLİ BİR VAKADIR!
GURURUMUZSUNUZ
Biz Türkiye Futbol Ligi'ndeki hakem hatalarını ve skandalları konuşurken, Avrupa Liglerinde boy gösteren futbolcularımız adeta gurur tablosu sergiledi.
Real Madrid'e gidişiyle sansasyon yaratan Arda Güler, nihayet şeytanın bacağını kırarak Celta Vigo karşısında maçın son dakikalarında kaydettiği golle, ilk gol başarısına imza attı. Benfica'da top koşturan bir başka gururumuz Orkun Kökçü, Estoril karşısındaki performansıyla göz doldurarak sezondaki 3. golünü ve 9. asistini kaydetmiş oldu. Schalke'de mücadele eden Kenan Karaman, Paderborn karşısında ilk golü bizzat kaydederken, son dakikalarda gelen beraberlik golüne asist yaptı. Bournemouth'da forma giyen Enes Ünal, son maçında, son dakikalarda beraberliği getiren golüyle takımına bir puan kazandırdı. Ve son günlerde başarılarıyla adını duyuran genç yıldızımız Can Uzun, Nürnberg formasıyla takımına 16 gol kazandırdı. Hepsini teker teker tebrik edelim. Okurken içimiz açılıyor, değil mi? Endüstriyel futbolun en acımasız biçimde yaşandığı ligimizde, genç yeteneklerimizin ve yıldızlarımızın yabancı takımlarda boy göstermesi gururumuzu okşuyor. Keşke Türkiye Futbol Ligi'ndeki takımlarımız da uluslararası liglerdeki dev takımlar gibi dünyaya adını duyurabilecek başarılara daha sık ulaşsa; yalnızca dışarıda top koşturan futbolcularımızla değil, kulüplerimizle de gurur duysak. Fakat uğraştığımız şeyler ortada. Bu kafayla, bu zihniyetle nereye varacağız, neye evrileceğiz, belli değil. Umut fakirin ekmeği, derler fakat gerek federasyonun, gerekse kulüplerin tavrı ve duruşu ekmeğimizin son lokmasını da un ufak ediyor.