Ülkemizde ilgiyle takip edilen bir sosyal haberleşme ağı ‘’Twitter’’. Kuş cıvıldaşması olarak başlayıp, toplumsal kampanyalarda haberleşme ağı olarak kullanılmaya kadar işlevsel roller üstlendi. Küresel iletişime sağladığı imkanlar nispetinde politika başta olmak üzere, kültürel konularda, turizm tanıtım anonslarında, teknik keşiflerde, bilimsel araştırmalarda, yerel gazetecilikte, aktif haberleşmenin yeni modası oldu kısa sürede... Bir gazeteci olarak 7/24 takip ettiğim ulusal-küresel haber ajanslarının arasına girdi söz gelimi.
Ama tüm bu olumladığımız rağbet skalası, beğeni dalgaları, Twitter’ın her dayatmasını onaylıyoruz anlamında değil. Onun, ticari maksatla kurulmuş bir sosyal ağ olduğunu biliyoruz. Dolayısıyla bize kitleymişiz gibi davranamaz!
Geçtiğimiz günlerde Rusya, Çin halk Cumhuriyeti ve Türkiye üzerinden yaptığı denetim ve kapattığı hesaplar bağlamında, tüm cazibesini yerle bir etti Twitter...
- Bildiğiniz üzere; Twitter’ın haberleşme düzeyinde belirlediği etik kurallar, kullanıcılar tarafından daha en başından zaten onaylanmaktaydı. Bu etik kurallara uymayanlar; hakaret, tehdit, ırkçılık, onur kırıcı söz, iftira kampanyası içerikli tüm paylaşımlar, kullanıcıların şikayetleri üzerine, askıya alınmakta veya kapatılmaktaydı. Denetim zaten vardı ama şikayet üzere işleyen bir mekanizmaydı. Hatta oldukça ağır işleyen bir süzgeçti bu. Lakin gündemdeki son durum, şikayet üzerine gerçekleşmedi, Rusya, Çin ve Türkiye hakkındaki denetimi, Twitter, re’sen yaptı, yani kimseye sormadı, kimseden şikayet beklemedi... Bireylerin haklı şikayetlerini geçiştirirken, ilgilenmezken, şikayet olmayan bir konuda kendi başına, acil olarak hareket etti.
- AK Parti ile iltisaklı gördüğü hesapları kapatırken, bir sosyal haberleşme ağı olduğunu unutan twitter, kullanıcıları üzerinde düşünsel bir denetim mi yapıyor? Yapamaz.
- AK Parti ile iltisaklı gördüğü hesapları kapatırken, bir sosyal haberleşme ağı olduğunu unutan Twitter, kullanıcıları üzerinde siyasal denetim mi yapıyor? Yapamaz.
- Son kararıyla birlikte, Çin Halk Cumhuriyeti, Rusya ve Türkiye üzerinde sosyal ağlar çerçevesinde uyguladığı denetimler, ülkelerin ‘’ulusal egemenlik’’ haklarına aykırı olduğu kadar, evrensel insan hakları bağlamında, ‘’düşünce hürriyeti’’ne getirilen keyfi bir kısıtlamalar mahiyetindedir.
- Twitter AK Parti hesaplarını hedef aldığını açıkça beyan ediyor. Doğrusu akıllara şu soru geliyor; Twitter bir siyasi parti mi? Veya siyasi parti değilse, Türkiye’de hangi partiyi destekliyor? Türkiye siyasetiyle bu kadar yakından ilgilenmesinin sebebi nedir?
- Kuşkusuz bu durum, haberleşme hürriyeti bağlamında ‘’objektif’’ davranması gereken bir sosyal ağın, objektif olmadığını, taraf tuttuğunu ve tuttuğu politik taraf lehine ‘’sansür’’ uyguladığını açıkça ortaya koymaktadır.
- Küresel sosyal medya ağlarının denetimsizliğinden şikayet edenlerin sayısı hiç de azımsanmayacak boyutlardaydı zaten. Yoksa, Türkiye’nin, ‘’dijital etik güvenlik’’ meselesinin yasal zeminini hazırlıyor olması mı asıl sorun? Bir ticari ağ isen, ticari ağ olduğunu unutmayacaksın, devletlere had bildirmeye kalkmak, kendi haddini aşmaktır. Bir sosyal haberleşme ağı isen, bunu unutmayacaksın, politikaya balans ayarı vermeye kalkmayacaksın.
Twitter’ın, ‘’Big Brother’’lığa soyunduğu son kertede, birilerinin Twitter’a, Türkiye hakkında denetim yapacak mevkide olmadığını anlatması gerekiyor.