Son dönemde “malum medya” kalemlerinden bazıları, “yeniden çözüm süreci mi geliyor” gibi mesajlar vermeye, kendilerine verilen talimatlar doğrultusunda “içeriden haber aldık” edasıyla “çözüm pazarlamaya” çalışıyorlar... Bu arkadaşlara en güzel cevabı Sayın Cumhurbaşkanımız Muhtarlar toplantısında yaptığı konuşmada verdi. Ne diyor birlikte bakalım; “...terörle mücadeleye ilişkin ‘Önce ‘Demokratik Açılım’ dedik olmadı. ‘Milli Birlik ve Kardeşlik’ dedik olmadı. En sonunda ‘Çözüm Süreci’ dedik yine istismar edildi, yine olmadı. Artık bunların hepsi bir kenara. Çözüm sürecini buzdolabına koyduk’. Şimdi operasyonlar dönemi. Ne olacak bu operasyonlar döneminde? Bu iş bitecek... ÇÖZÜM arıyorsanız, işte size çözüm. Terör örgütünü en küçük bir izi, zerresi dahi kalmadan bu topraklardan söküp attığımızda çözümü gerçekleştirmiş olacağız. Birliğimizi, beraberliğimizi, kardeşliğimizi güçlü şekilde tesis ettiğimizde gerçek çözümü bulmuş olacağız. İşte o zaman önümüzde duracak hiçbir engel yoktur”...
Sen de iyi oku AB!
Sevgili dostlar, Sayın CUMHURBAŞKANIMIZ aynı konuşmasında son günlerde “küstahlığının dozu artan” ve atılan imzalara her dakika yeni şartlar ekleyen AB’ye de gereken cevabı çok net verdi...
Ne dedi, birlikte bakalım;
“...Ne Avrupa Birliği parlamentosunun rapor diye yayımladığı hezeyanlar ne de Irak’ta, Suriye’de, Libya’da ve bölgemizdeki diğer sorunlu yerlerde akbaba gibi dolaşanlar Türkiye’yi durdurabilirler. Asla durduramayacaklar. Yeni Türkiye vizyonumuza yapılan saldırılar, birlik ve beraberlik duvarına çarparak tuzla buz olacaklardır. Bu vesileyle Avrupa Parlamentosu’nun Türkiye raporu ve kararı ile görüşlerimi sizlerle paylaşmak istiyorum. Tüm dünyaya sesleniyorum. Bu raporun ve kararın sadece iki başlığını anlatayım, gerisini siz zaten tahmin edersiniz. Kararın 17. maddesinde güya çevreci hassasiyetler bahanesiyle Türkiye’nin mega projelerinden kaygı duyulduğu ifade ediliyor. Vah, vah. Size bu kaygı bir yerlerden tanıdık geldi mi? Bana geldi. Anladınız değil mi? Bu talep bizim önümüze Gezi olayları sırasında da getirilmişti, aynı şekilde 17-25 Aralık darbe girişiminin hedeflerinden biri de Türkiye’nin mega hedeflerini gerçekleştiren iş adamalarıydı... RAPORA BAKIYORSUNUZ, KIBRIS KONUSUNDA, EGE’DEKİ KONULARDA AYNI SAKAT YAKLAŞIM... Şimdi de aynı şifre ile AP’nin Türkiye İlerleme Raporu’nda karşılaşıyoruz. Her defasında ne dediysek aynısını söylüyoruz, Türkiye 2023 hedeflerinden vazgeçmeyecek. Bunu böyle bilesiniz. AP’nin kararındaki başka bir talep de manidar, Akkuyu Nükleer Santrali’nin durdurulması çağrısı. Bu çağrıyı yapan kim? Avrupa Birliği üyesi ülkelerin temsilcilerinden oluşan bir parlamento. Başkanları da zaten, onlar da garip garip açıklamalar yapmışlardı. Peki, Avrupa ülkelerinde faaliyet gösteren 135 nükleer santrali ne yapacağız? Dünyada halen faal olan 444 nükleer santrali ne yapacağız? Halen inşa edilmekte olan 62 nükleer santral için aynı çağrının yapıldığını duyan var mı? Türkiye’de inşa edilen nükleer santrali ile ilgili bu kaygı nereden kaynaklanıyor? Bu çağrının gerisinde Türkiye’nin enerjideki dışa bağımlılığından kurtulmasından duyulan kaygı yatıyor olmasın? Rapora bakıyorsunuz, Kıbrıs konusunda, Ege’deki konularla ilgili aynı sakat yaklaşım. Yargı bağımsızlığı, basın ve ifade konularındaki eleştirilerde aynı sakat bakış açısı. Güneydoğu’daki şehirlerimizdeki olaylarla ilgili yalan yanlış ifadeler. Raporu yazanın akıl danesi HDP’liler olduğu için sonucun bu şekilde çıkması şaşırtıcı değil. Biz, bunları çok iyi biliriz. Bunlar, cibiliyetinin gereğini yapıyorlar. Hele bir de 1915 olayları faslı var ki tam evlere şenlik. Adeta ülkemizin ne kadar hasmı varsa bir araya gelip kafalarındaki ve gönüllerindekini rapora dercetmişler. Bu raporun herhangi bir bağlayıcılığı olmadığını elbette biliyoruz... BAĞLAYICILIĞI FALAN YOK BU RAPORUN, ARKADAŞLAR KENDİLERİNE İADE ETTİLER”...
Sevgili dostlar, içeride “malum medya ve devşirmelerine”, dışarıda AB ve yancılarına verilen cevapları bence hep birlikte bir kez daha okuyalım! DİKKATLİ BAKANLARA MESAJ ÇOK!