Yıllar önce “otoyolların ilk satışı ve durdurulmasında” kaleme almış ve defalarca “özelleştirmelerde ALTERNATİF modellemelere bakmak” başlığı ile paylaşmıştım...
Bugünlerde dünya genelinde özellikle “modellemeler” tartışılırken bir daha gündeme getirmek istiyorum...
Başlamadan bazı tespitler yapalım...
Sevgili dostlarım, geçmişte siyasete “sızanlar” ve bürokrasinin yanlış yönlendirmesi sonucu bazı hatalı denemeler oldu fakat onlar da Sayın Erdoğan tarafından her zaman durduruldu...
Bugün dünya ve Türkiye’de yeni “modellemelerden” bahsedildiği için konuyu yeniden “eski alıntılar eşliğinde” birlikte sorgulayalım, katkı yapalım...
A- Sabit getirili “yapıların” özelleştirilmesinde “şirket yönetimi devrini” hangi mantık içinde olursa olsun anlamam mümkün değil... Örnekler verelim ve devam edelim;
1- Köprü ve otoyolların 25 yıllık getirisi belli ve büyüyen bir ekonomide “trendin yukarı” gitmesi yani daha fazla tüketim olması kaçınılmaz. Böyle bir gerçek içinde “yönetimin devredilmesi” doğru değil. Yapılması gereken GEÇİŞ A.Ş. adında bir şirket kurmak, bu imtiyazı “25-99” yıllık periyotlardan birini seçerek o şirkete devretmek ve bu şirketin “Yüzde 99 hissesini” halka arz ederek, yönetimi Devlet elinde bırakmak. Daha açık yazayım; köprü ve otoyolların gelecek 49 yıllık gelirini bir şirkete devredip o yapının da hisselerini halka arz etseydik alacağımız para 5 milyar dolardan çok daha fazla olacaktı...
2- Elektrik dağıtım ihalelerini de anlayabilmiş değilim. Gelir zaten cepte ve artan bir yapı içinde gelecek yılların da getirisi tahmin edilebilir. Böyle bir denkleme bakınca devir yanında kısmen “halka arz” yine en doğru yol. Neden bir özel yapıya yönetim devri yapılır sorusuna verilecek çok mantıklı bir cevap yok!
3- İGDAŞ için de modelleme çok önemli ve yanlış model kurulursa HİÇ özelleştirmemek daha doğru...(bunlar yıllar önce yazdıklarım, bugün İGDAŞ için İBB “halka arz modellemesine” daha yakın, bunu da Başkan Topbaş’ın açıklamalarından anlıyoruz)
B- Yukarıdaki ANA MANTIK ile bakınca apaçık ortada olan bazı adımlar “neden atılmıyor” onu da anlayabilmiş değilim. Örnek; TPAO ve BOTAŞ gibi şirketlere 99 yıla uzanana kadar imtiyazlar tanımlanabilir ve bu yapılar da halka arz edilebilir. MKE de bu şirketlerden biri! TSK Vakıf şirketlerinden birine düşünülebilir ama dışarı blok satış doğru modelleme olamaz! C- Bunun yanında blok satış ile kontrolün geçmesine alternatif olacak şekilde kamunun değerli şirketlerinin bir kısmının halk ile paylaşılması ile ilgili çok net adımlar atılabilir. Varlığını halkı ile paylaşan DEVLET EN doğru adımı atar. Bugün Türk vatandaşlarının bankalarda 1 trilyon TL üstünde birikimi var ve alacak varlık bulmakta zorlanıyorlar... Bu şirketlere en güzel örneklerden biri de Türk Hava Yolları...
Sevgili dostlar, HALKBANK yıllardır blok satılmaya çalışıldı ve sonunda doğru bulunarak halka arz yapıldı. Sonuç çok açık ve net; başarılı bir katılım, piyasaya giriş sonrası yükselen değer! Bu gerçekleşmeden yola çıkarak “geneli ve detayları” sorgulayabilir ve çok önemli adımlar atabiliriz... BAKMASINI bilenler için Türkiye “varlık denizi” üstünde yatıyor! Uyanalım ve bakalım!
Sonuç: Yıllardır aynı doğrultuda TEZİ detaylandırmaya devam ediyorum... Türkiye’nin geldiği noktada “Birine tamamen DEVİR ile özelleştirmenin” doğru olmadığını düşünüyorum. Devlet, varlıklarını satacak veya özelleştirecek ise ALMA HAKKINA İLK SAHİP OLAN BU ÜLKENİN İNSANLARIDIR! Yani doğru yöntem halka arz etmektir...
Son söz: Birleşik Arap Emirlikleri’nde bazı emirliklerin paralı otoyol projesinin SUKUK yoluyla arzı önemli bir model ve Türkiye de SUKUK konusunda ciddi adımlar atmaya acilen başlamalı...
İçinde “devletin malı gerçek sahibi olan halk ile paylaştığı” bir ana damar olmayan hiçbir modelleme
DOĞRU olamaz!
Başladık, sorgulamaya devam edeceğiz...