Haftaya 3. sırada giren Galatasaray’ın en büyük hedefi ikinci sıraya yükselmek. Bu ortamda başlayan maçta Galatasaray iyi bir giriş yapsa da sonrasında rakip kaleye atak yapamadı desek yeridir. Galatasaray çıkarken kaptırdığı her topta pozisyon verdi. Bir de defansta Semih’iniz varsa alim Allah. Cengiz 5 metre uzaktan geldi, aldı, arkasından dolaştı, bir de gollük orta yaptı. Her iki takımın da kanatlarda hızlı oyuncuları olduğundan çok hızlı geçişler oldu.
Tudor bu maçta da top kendindeyken 3’lü, top rakipteyken 5’li defans taktik dizilişi uygulattı. 2 takımı karşılaştırmaya kalkığımızda hem yıldız oyuncusu, hem de sahaya yansıyan anlamda Basakşehir çok ağır bastı. Galatasaray’ın yıldızları kulübedeydi. Sahada olanlar ise topun arkasına geçip suya sabuna dokunmadılar. Ne defansta Yalçın gibi stoperi, ne orta sahada Emre Belözoğlu gibi maestrosu, ne de ileride Adebayor gibi hem dünya yıldızı, hem de tam bir pivot santrforu yoktu Galatasaray’ın.
Tudor hocam, denk takımlar oynayınca hocalık da daha bir belirginleşiyor. Sen sadece defans yaptırarak şampiyon camiaları yönetemezsin! Denk takımlar oynayınca hocalık da daha bir belirginleşiyor. Kazanmak istiyorsan, yönetilmez. Tudor eğer şampiyonluk istiyorsa yıldızları oyunda tutmak zorunda.
Ligde kafa ile en çok gol atan takım Başakşehir, kafa ile en çok gol yiyen Galatasaray. Adebayor, Chedjou, Semih ve Ahmet’in arasında çaktı kafayı. Kaç kez yazdım, bunlar bu takımın defansı olamaz.
Abdullah Avcı ve kaptan Emre başta olmak üzere bütün Başakşehirli oyuncuları tebrik ederim. Bu maç şampiyonluğa aday olduğunuzun kanıtıdır.