Çoğumuzun ağzında ‘Yıldızlar Ligi’ gibi bir değerlendirme var. Ünlüler ligi havası, ekranlardan ligi izleyenlerin, statlara koşma isteğini kabartmış durumda.
Yerindedir... Onca ünlü ismi ancak ekranlarda görüp durmuşken, birden liginin içinde, hani taa burnunun dibinde duyumsamak, ‘bizden’ olduğunu görmek çok hoş.
Galatasaray da, Fenerbahçe’de, Beşiktaş’ta, Trabzon da; Avrupa’nın önde gelen takımlarında izleyegeldiğimiz isimleri izlemek, ligimizi daha değerli saymamızı sağlıyor.
Antalyaspor tuttu yılların ünlüsü Eto’o ‘yu getirdi!
E artık daha kim olsun... Eto’o, Van Persie, Nani, Quaresma, Gomez, Podolski, M’Bia, N’Doye... İnsanı heyecanlandırıyorlar.
İsimler iyi de...
Verimleri ne durumda?
İkisi arasında denge olmalı.
Nani ünü kadar, Van Persie ünü kadar, Gomez ünü kadar ve Eto’o ünü kadar, Podolski ünü kadar verim göstermeli.
Bugüne göre Nani vasat... Van Persie’yi adını ezberlettiği futbolla görmedik henüz.
Podolski de vasat!
Gomez ortalarda yok gibi!
Quaresma göz okşadı, futbolu süslü...
Eto’o ilk maçında 2 golle havasını bastı...
M’Bia harika!
Kuşkusuz tek haftada karar vermemeliyiz.
Bugünden aklıma takılan şu:
Bu adamlar geldikleri, ünlerini kazandıkları devlerdeki verimlerinde olsalardı, burada olurlar mıydı?
Kendimizi kandırmayalım.
Bayern-Fiorentina bırakmazdı Gomez’i, M.United bırakmazdı Nani’yi, Van Persie’yi... Arsenal Podolski’yi... Tabii aldığımız paralara...
Bırakır mıydı?
Yanisi şu ki bu adamlar Türkiye’ye, ünlenirken gösterdikleri verim düzeyleri ile gelmediler. O çizgilerinde kalsalardı, hâlâ geldikleri yerlerde olurlardı...
Bu adamları isimleri ile sevip, bağrımıza basabilir, varlıklarından mutluluk duyabiliriz. Ama... Hele bi ünleri ile verimleri arasında denge hâlâ var mı görelim... Bir haftalık bakmayalım, şöyle birkaç hafta bekleyelim.
Gomez, Gomez mi?
Persie, Persie mi?
Eto’o, Eto’o mu?
Asıl mutluluk o zaman duyulur.
Bir şey daha var: Bu yabancı ünlüler, tribünler kadar, yerli oyuncularımızı da havaya sokacaklar gibi.
“Siz varsanız, biz de varız” diyecekler...
Böyle bir açıdan yararlarını görmeye başladık bile...
Oğuzhan’ın Quaresma’dan, Cenk’in Gomez’den daha öne çıkması bu düşüncemin çarpıcı desteğidir.