Hayatımızı kolaylaştıran ‘Google’ arama motorunda hakkında en fazla maddeyle karşılaşılan bizden isim kimdir?
İçte ve dışta her gün yüzlerce habere konu olan Başbakan Tayyip Erdoğan elbette... Son baktığımda 20 milyonun üzerinde madde vardı Tayyip Bey hakkında...
Tayyip Bey’in ABD tarafından çizilmiş ‘Büyük Ortadoğu Projesi’nin yürütücüsü olması içlerinde en fazla tekrarlananı...
“Birleşmiş Milletler’in Medeniyetler İttifakı girişiminin eş-başkanıyım”diyecekken, konuşulmakta olan konudan etkilenerek, “Ben Büyük Ortadoğu Projesi’nin eş-başkanıyım” yanlış cümlesi çıkmıştı bir keresinde Tayyip Bey’in ağzından... Dil sürçmesi, o gün bugündür, aleyhinde yazılara, yorumlara ve kitaplara zemin teşkil ediyor...
Örnek olsun diye ismi önünde ‘Doç. Dr.’ unvanı da bulunan birinin yazısından kısa bir parça sunayım: “Türkiye 2002 seçimlerinden bu yana bütün ayrıntıları ince ayarlarla hesaplanmış bir projenin içerisine dahil edilmiştir. Bu senaryo ‘Büyük Ortadoğu Projesi’ başlığı altında Okyanus ötesinden kurgulanmış ve Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan da bu projenin eş-başkanı olduğunu açıkça ilan etmiştir. Projenin geri planındaki asıl hedef Ortadoğu'daki ülkeleri tam anlamıyla Batı'nın ekonomik sistemine entegre etmek ve Ortadoğu'yu açık pazarı haline getirip, enerji kaynaklarını ve yollarını kontrol altına almaktır. Bu maksatla bölgedeki ülkelerin sınırları değiştirilmekte, yönetim biçimleri ve kadroları da yeniden dizayn edilmektedir.”
ABD’nin Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) yürütücüsü olmakla, yani Washington’un emriyle hareket etmekle suçlanan Tayyip Erdoğan, şimdilerde, Suriye’deki katliamlara, Mısır’daki darbeye arka çıktığı için Washington’u yerin dibine batırıyor... ABD’yi şiddetle kınıyor...
Düne kadar kendisini ‘Amerikancı’ olmakla suçlayanlar ne yapıyor peki?
Şimdi de onu ülkeyi yalnızlaştırmakla suçluyor aynı kişiler... Neymiş? Türkiye’yi yanlış istikametlere sevk ediyormuş... Mısır’la, Suriye’yle bu denli yakından ilgilenmek doğru değilmiş... Bizim esas yönümüz Batı’ya dönük olmalıymış... Utanmasalar “ABD’yi neden kızdırıyorsun kardeşim” diyecekler...
Herhalde BOP’la ilgili yazdıklarını unutmuş olmalılar... “Hadi canım sen de...” demeyin, örnekleri çok...
Okuyalım: “Milli Güvenlik Kurulu’nun ağustos ayı toplantısı, Suriye’de kimyasal silâh kullanıldığı haberinin hemen sonrasına rastladı. Toplantı sonrasında yayımlanan MGK bildirisinde şöyle denildi: ‘Suriye rejim güçlerince bu sabah Şam’ın çeşitli semtlerine kimyasal silâh kullanmak suretiyle yapıldığı değerlendirilen saldırılarda yüzlerce masum sivilin katledilmesi şiddetle kınanmıştır.’
Aradan iki gün geçti... ABD Dışişleri Sözcüsü Psaki önceki gün açıklama yaptı:
‘Başkan Obama iddiaları inceletiyor. Şu an için Suriye’de kimyasal silâh kullanıldı diyemiyoruz.’
Bırakın kimyasal silâhı kimin kullandığını... Kimyasal silâh kullanılıp kullanılmadığı bile hâlâ kesinleşmiş değil..
MGK’nın olay netleşmeden, elde kesin kanıt bulunmadan, AKP’nin gönlünden öyle geçtiği için Şam’ı suçlayan açıklama yapması... Devlet ciddiyetinin ne denli dibe vurduğunun resmidir.”
Nasıl buldunuz? Daha önce yüzlerce kez Tayyip Bey’den ‘BOP eş-başkanı’ diye söz eden yazar, bu defa, hem de MGK’yı hedef alarak, “Kınamadan önce neden Washington’un ikna olmasını beklemediniz? Önce Amerika ‘Tamam, ikna oldum’ demeli, siz ondan sonra böyle bir açıklama yapmalıydınız” demeye getiriyor...
Şaşkınlık? Herhalde. ‘Ulusalcı’ kalemler yıllar boyu temcit pilâvı gibi okurları önüne serdikleri tezlerinin Tayyip Bey’in son tepkileriyle çökmesi üzerine öyle şaşırmış olmalılar ki, yıllardır saklamayı başardıkları yüzlerindeki ‘Amerikancı’ maskesinin sıyrıldığını bile fark edemiyorlar...
Ya okurları? Yıllarca onları her dediklerine kafa sallayarak okumuş olan okurları tabii öyle bir okur kitleleri varsa “Yahu hocam, bu ne iş?” diye sormaz mı?
Çıkış kapısını aynı yâveleri yıllardır tabanına sunan bir parti lideri bulmuş; birkaç gündür, “Bakmayın gözyaşlarına, olanlar ABD’nin BOP Projesi ile ilgili, Tayyip Bey’in gözyaşları sahte” deyip duruyor...
Yiyen var mıdır acaba?