Bir de alt başlık atalım; “Faiz sebep, enflasyon neticedir”...
Bu ülkede “ekonomi yazarı” olduğunu iddia eden bazıları, Sayın Cumhurbaşkanımızın faiz konusundaki çıkışlarını ellerinden geldiğince çarpıtıyorlar. Amaçları çok açık ve net; konuyu doğru yerden tartıştırmamak, gerçekleri gölgelemek...
Sayın Erdoğan’ın Başbakanlığı döneminden itibaren “faizin düşürülmesi gerektiğine” dair söylemlerinde ve “analizlerinde” çok önemli detaylar var. Bir konuşmadan kısa bir alıntı yapalım; “...Ben, faiz konusunda hassasım. Faizi, özellikle enflasyonun en önemli sebebi olarak görüyorum. Sebep, netice ilişkisinde faiz sebeptir, enflasyon neticedir. Faizle enflasyon doğru orantılıdır, ters orantılı değildir. Eğer kim faizi yükseltmeyi savunuyorsa, o bu ülkede yatırımların düşmanıdır, istihdamın düşmanıdır. Bunu da açıkça söylüyorum. Eğer benim ülkemde yatırım olacaksa kredi musluklarının açık olması lazım. Kredi
musluklarının açık olabilmesi için yüksek faizin olmaması lazım”...
Sevgili dostlar, bu cümleler sadece bir örnek. Bütün konuşmalarında mesaj çok açık ve netti ve inatla anlamak istemeyenlere tane tane ancak bu kadar güzel anlatılabilirdi... Anlamak istemeyenler, inatla çarpıtanlar ve çarpıtanlara inananlar lütfen bir daha okusunlar konuşma metinlerini...
Bu noktada bir de not düşelim; bu ülkede kim “faizleri artırmalı” diyorsa, kim “tek çıkar yol yüksek faiz” diyorsa, herkes bilsin ki; BU ARKADAŞLAR BU ÜLKENİN DOSTU DEĞİL, YERLİ DEĞİL, MİLLİ DEĞİL...
Sonuç: Türkiye’de 94 krizinde % 50 net faizli 90 gün vadeli hazine bonosu çıkartıldı. Yerleşik düzen dönemin Başbakanı ve Hükümeti resmen tehdit etti ve istediğini aldı. Türkiye’nin kaynakları 90 gün içinde 5000 gerçek ve tüzel kişiye transfer edildi... 2001-2002 de farklı değildi. Bu yıllarda konsolide bütçenin % 50’si faiz ve ana para ödemelerine gidiyordu. Yerleşik düzen Türkiye’nin kanını emiyordu... Bu gidişe “DUR” diyen hatta tek başına kalma pahasına tüm riski alarak 2008’de IMF ile anlaşmayı imzalamayan Recep Tayyip Erdoğan idi... Türkiye, Erdoğan’ın Başbakanlığı döneminde 642 milyar TL daha az faiz ödedi. Bunun diğer kolları da eklenince Er
doğan Yerleşik Düzen’in cebimizden çalacağı trilyon TL seviyesindeki meblağın önünü kesti... Bu noktada herkes elini vicdanına koysun ve bir konudaki düşüncesine sonuna kadar inananların-tek başlarına bile kalsalar, neler yapabildiğini bir kez daha düşünüp, elinden geldiğince destek olmayı denesin! BU ÜLKE “YERLEŞİK SÜLÜKLER” kanımızı emsin diye mi var!