Kuru yemişler kavrulduğunda daha lezzetli bir hale geliyor, tazeleniyor, şüphesiz. Kavurma sırasında ilave edilen tuz ve ısı ayrıca mikropların öldürülmesine de yardımcı oluyor. Ama ben kuru yemişleri oldum olası kavrulmamış doğal haliyle tercih ederim. Eskiden kavrulmamış halde bulmak oldukça zor oluyordu, ancak artık kavrulmamış halde kolaylıkla bulunuyor. Çünkü kavrulmanın kuru yemişin besin değerinde olumsuz etkileri olduğu artık biliniyor. Hele günlük beslenmemizde fazla tuzun yol açabileceği riskler göz önüne alındığında doğal haliyle tüketilmesi en akılcı seçim gibi görünüyor.
Daha önceki yazılarımda cevizin sarı renkli ve bademin kahverengi dış zarflarının bilimsel araştırmalar ile insan sağlığı üzerindeki etkilerini ortaya koyan araştırmaların sonuçlarından bahsetmiştim. Bir başka araştırmanın sonuçları da yer fıstığının kırmızı renkli dış zarfının sağlığımız üzerindeki katkısını ortaya koyuyor.
Ceviz ve badem gibi yer fıstığı zarfı da kateşinler, prosiyanidinler (tip A ve tip B prosiyanidinlerinoligomerleri) gibi kuvvetli antioksidanlar bakımından zengin. Yer fıstığı tohumu ağırlığının yüzde iki buçuk gibi bir kısmını oluşturuyor. Maalesef bu değerli kısım yer fıstığı tohumları hazırlanırken çıkarılıp hayvan yemi olarak kullanılıyor ya da tüketilirken soyularak atılıyor.
Yapılan deneysel çalışmalarda Yer fıstığı zarfının trigliserit ve kolesterolün dışkı ile bağırsaklarda atılmasını sağladığı, dolayısıyla trigliserit ve kolesterol seviyesini düşürdüğü bildiriliyor. 10 hafta süre ile Batı tarzı kolesterolce zengin besin verilen sıçanların şişmanladığı, buna karşılık yer fıstığı zarfı özütü (sıçanın kilogram ağırlığı başına 150 ve 300 miligram) verilen hayvanların kilo almadığı, şişmanlamaya neden olan beyaz yağ dokusunun ağırlığının belirgin bir şekilde daha düşük kaldığı gözlemlenmiş.
Yeni bir çalışmada ise yer fıstığı zarfı özütü ile balık yağı birlikte uygulandığında farelerde hafızayı güçlendirdiği bildiriliyor. İnsanlarda balık yağının uzun süreli kullanılması ile oksidatif strese bağlı olarak demans riskini artırabildiği ve yer fıstığı zarfı özütünün güçlü antioksidan etkisine bağlı olarak balık yağının bu riskini önleyebileceği ileri sürülüyor. Çalışmada farelere 12 hafta boyunca balık yağı ile yer fıstığı zarfı özütü karışımı verilmiş ve hafıza gelişiminin ölçüldüğü testler uygulanmış. Sadece balık yağı verilen grupta vücudun antioksidan koruyucu kapasitesinin azaldığı (süper oksit dismutazazalırkenmalondialdehit miktarı artış göstermiş, balık yağı+yer fıstığı zarfı özütü karışımı verilen grupta ise antioksidan savunma sisteminin etkinliğini devam ettirdiği ve hafıza kapasitesini artırdığı gözlemlenmiş.
Her iki çalışma da deney hayvanlarında yapılmış, yani henüz klinik araştırma ile gösterilmemiş, ama çoğumuzun sevdiği bir besinden sağlığımız için en ideal şekilde yararlanabilmenin yolunu göstermesi bakımından benim ilgimi çekti. Eğer yer fıstığı alerjiniz yoksa hiçbir riski yok.
BUNLARI YİYEN ACIKMAZ
- Sahurda hafif ve hazmı kolay, ancak tok tutan yiyecekler tüketilmeli. Yumurta, az tuzlu peynir çeşitleri, süt, tam tahıllı ekmek veya tost sahur sofralarında tercih edilebilir.
-Zeytin tuzlu olduğundan gün içinde susatabilir. Yerine ceviz tercih edilmeli.
- Fazla şekerli ve hamur işi yiyeceklerin ise daha kolay acıktırır.
- Oruç açarken acele etmeyin.Yiyecekleri iyi çiğneyin. Ani yemek yüklemesi mide ve bağırsak problemleri ne sebep olabilir. Bu nedenle yemeğe biraz ara verilmeli.
- Yoğurt, cacık veya ayran sofralardan eksik edilmemeli.
- İftardan sonra tüketilecek 1 bardak rezene çayı sindirim sistemindeki kasları gevşeterek hazmı kolaylaştırır, iftar sonrası yaşanabilecek mide yanması ve şişkinlik gibi problemlerin hafiflemesini sağlar.
- İftar sonrasında tatlı olarak Ramazanın geleneksel lezzeti güllaç, sütlaç, muhallebi ve dondurma gibi hafif tatlılar tercih edilmeli.