Pazar günü Yenikapı merkezli 80 ilde yapılan ‘Demokrasi ve Şehitler’ mitingi tam bir milli birlik tablosu çizdi.
Mitingde cumhurbaşkanı, siyasi parti liderleri, Diyanet İşleri Başkanı, ordu komutanları, yüksek yargı başkanları, sivil toplum örgütleri, sanatçılar ve diğer katılımcılarla mükemmel bir devlet millet kaynaşması yaşandı.
Devamlı olur inşallah.
***
Bu miting Türkiye’ye değil bütün dünyaya önemli mesajlar veriyordu.
Ben bugün sadece Türkiye’ye verilen mesajlardan birine temas etmek istiyorum.
Bu miting demokratik hayata geçtiğimiz günden bu yana milletin ordusuyla kaynaştığı kucaklaştığı ve bunu âleme ilan ettiği bir miting oldu.
Dikkat ettiniz mi, konuşmacılar arasında cumhurbaşkanından sonra en yoğun tezahürat Genelkurmay Başkanı’na oldu.
Hemen hemen her cümlesi tezahüratla kesildi!
***
Millet ordusunu sever. Peygamber ocağı olarak görür. Asker milletiyle kucaklaşırsa, millet onu baş tacı eder, millete karşı tavır alırsa 15 Temmuz’da zirve yapan tepkiyi gösterir.
1960’da 1971’de 1980’de 1997’de 2007’de değerlerine karşı çıkan askere millet, tepkisini hep sandıkta göstermiş ve askerin istemediklerini işbaşına getirmiştir.
15 Temmuz’da ise şartlar olgunlaştığı için hain çeteye geçiş izni vermemiştir.
***
İşte Peygamber Ocağı bildiği kurumun başını, üniformasıyla huzurunda gören halk kaşsısındakinin kendisine ait olduğunu hissetmiş ve “En büyün asker bizim asker!” diyerek coşmuştur.
Asker yeter ki bizim olsun!
Çünkü demokrasi tarihimizde ilk kez bir Genelkurmay Başkanı seçilmişlerle birlikte halka hitap ediyordu.
Aslında normal şartlarda bu durum demokratik değildir ama demokrasinin büyük bir badire atlattığı bu olağanüstü süreçte böylesi bir buluşma fevkalade isabetli olmuştur.
Bu mitingde millet ordusuyla da buluşmuş ve kaynaşmıştır.
***
Ben böyle durumlarda sükûnetle verilen mesajlara odaklanırım.
Genel Kurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, benim gözümde de büyümüş ve saygınlığı artmıştır.
Nedeni verdiği mesajlardır.
Akar’ı büyüten ilk mesaj, ‘Her yönüyle milli ve yerli olan yüksek siyasi liderlikçe verilen direktifler doğrultusunda’ ifadesidir.
Her yönüyle milli ve yerli olan yüksek siyasi lider’den maksat cumhurbaşkanıdır.
Budur..
***
İlk kez bir Genelkurmay Başkanı sivil bir cumhurbaşkanı hakkında böylesi bir yaklaşımı halk önünde bütün âleme ilan etmiştir.
Bu mitingi bütün dünya pür dikkat takip ediyordu.
Özellikle cumhurbaşkanı şahsında Türkiye düşmanlığı yapan çevreler cumhurbaşkanının yıpranmasını istiyordu.
Genel Kurmay Başkanı’nın bu cümlesi hem onun demokratlığını tescil hem de cumhurbaşkanının liyakat ve ehliyetini itiraf sadedinde olduğu için fevkalade önemlidir.
***
İkinci mesaj daha da önemlidir. Ne dedi Akar:’ Türk Silahlı Kuvvetleri, tüm personeliyle demokratik hukuk sistemi içerisinde devletimizin, yüce milletimizin emrinde ve görevinin başındadır.’
Budur..
Demokratik hukuk sisteminde ordu seçilmişlerin emrindedir. Akar, bunu bütün dünyaya, ‘bizden seçilmişlere karşı bir hareket beklemeyin’ mesajı gönderdi.
Ayrıca ‘milletin emrindedir’ mesajıyla da artık ordunun milletin değerleriyle çatışan bir görüntü vermeyeceğinin altını çizmiş oldu.
***
Akar, bu demokratik ve milli tavrını sonuna kadar sürdürürse bir Genelkurmay Başkanı’na verilmesi gereken en yüksek ödülü hak ediyor demektir.
Mesela 27 Nisan muhtırasını yazan Genelkurmay Başkanı’na ‘devlet şeref madalyası’ verilmesine üzülmüş, protesto etmiş ve yayınladığım yazı ile sorgulamıştım.
Ama eğer Akar, bu demokratik ve milli tavrını sürdürürse devlet madalyası dâhil bütün ödüller ona helal olsun!