CHP’deki, değişim bir sürpriz değildir. Bu değişim ülkenin siyasi yapısındaki değişiklikle de sınırlı değildir. Bugüne kadar cumhuriyetin kuruluş ilkelerini kendine göre değerlendirerek siyasette belirli bir rol oynadı, özellikle darbe karşıtı olmadığı için halkın bir bölümünün ve bürokrasinin desteğini dahi sağladı.
Devletimizin kurtuluş ve kuruluşu her siyasi görüş için övülmeye değer bir olaydır. Ancak her siyasi oluşum bir takım pazarlıklar sonucudur ve bizim olayı tek taraflı bir kahramanlık olarak görmemiz duygusal açıdan çok faydalı olmuştur. Kuruluşumuz dünya şartları dışında değildir ve buna benzer her gelişimde olay tek taraflı değildir ve zafer olmasa bile dünyanın ihtiyaçlarını karşılayan bir yapı oluşur. Şunu kastediyoruz: Eğer cumhuriyetimiz kurulmasaydı bu topraklarda oluşacak yapı sadece problemler yaratacaktı. Bu olayın sadece bizim lehimize olduğu için değil dünya dengelerine katkıda bulunduğu için gerçekleştiği anlamına gelir. Bugüne kadar izlenen politika dünyada büyük sorun yaratmamıştır. Oysa bizden koparılıp devletleri kurulan Irak ve Suriye bugün dünya çapında sorunlar yaratmaktadır.
***
Artık belli düşünce sınırları içinde olmamız gerekmez ama yeni durum, bölgenin önemi nedeniyle bizim doğru kararlar vermemizi gerektirir. Yani geçmişte sınır çizen şartlar tükendi ama biz bugün için vereceğimiz kararlarla dünyanın barış içinde olmasına katkıda bulunabiliriz ya da çatışmalara yol açabiliriz. Biz sonucun ne olacağına bakmadan insanlığa yakışır bir politika izlemeliyiz. Bugüne kadar davranışlarımızda dış etkiler önemli rol oynadı. Özellikle Avrupa her konuda bizim rehberimiz oldu. İnsanlar yaşam biçimlerini Avrupalı’ya benzeterek geliştiğine inandı.
Mesela Güneydoğu’daki sınırı anlamsız hale getirebilirdik. Sınırları değiştirmemize izin verilmezdi ama bu sınırları anlamsız kılar ve haritayı süs için duvara asardık. Bu konuda bir anımı anlatacağım. 1970’lerde DPT (Devlet Planlama Teşkilatı) üniversiteden eleman yardımı istedi. Bu iş için görevlendirilen iki kişiden biri de bendim. Görevim dışında boş zamanlarda Güneydoğu ekonomisini anlamaya çalıştım. Yapı şöyleydi. Tarım dışındaki mallar Batı Anadolu’dan gelmiyordu. Irak ve Suriye’ye tarım ürünleri gönderiliyor, oradan da sanayi malları kaçak olarak getiriliyordu. Bu çalışmamızla ilgili olmadığı için sadece sohbetlere konu olurdu.
Şöyle bir proje düşündüm: Güneydoğu’da tarım devrimi yapılmalı ve üretim sadece sınırlar içine değil bölgeye de yetmeliydi. Bu konuda siyaset dışı bir anlaşma yapılabilirdi. Sanayi ürünlerinin Batıdan alınması için şartlar hazırlanabilirdi. Tarım ürünlerinin bedelleri o bölgede yatırım yapılması için gerekli şartlar hazırlanırdı.
CHP’nin cumhuriyetin kuruluşunda bir anlaşma gibi algıladığı şartlardan uzak durması ve dünyadaki yeni oluşumlara uygun politikalar üretmesi gerekir. Bunun ilk aşaması büyük güçlerin kontrol ettiği ekonomik politika yerine kendi şartlarımıza uygun ve kısa vadeli olmayan bir politika geliştirmesidir. Halkın desteğini kazanmak için sokak tartışmalarına girmek yerine iktidarın bu konudaki eksiklerini ortaya koyarak ve yapılması gereken atılımlar hakkında politikalar üretip bunlarla halkın tercihinin kendilerine yönelmesini sağlamalıdır. Popülist yaklaşımlarla değil ciddi zamanın ve dünyanın gidişatına uyulmalıdır. Değişim böyle olur.