Newsweek dergisindeki makale, her zaman sıcak tutmamız gereken darbe konusunu (ihtimalini) yeniden tartışma gündemine getirdi.
İki yıl kadar önce (30 Eylül 2016 tarihinde) bu konuyu niçin sıcak tutmamız gerektiğini yazmış ve CIA/FETÖ’nün (bu kez farklı aktörler ve enstrümanlarla) yeniden darbeyi düşüneceğini detaylandırmıştım.
Küçük bazı müdahalelerle, o yazıyı yeniden dikkatinize sunuyorum:
Ben de, Genelkurmay eski İstihbarat Daire Başkanı İsmail Hakkın Pekin gibi düşünüyorum:
FETÖ pes etmedi. Yeniden kafa çıkarmak için uygun bir konjonktür bekliyor. (15 Temmuz’dan önce, Fetullah’ın liberalleri, kurtuluşumuzu “iç savaş”, “kaos” ve “bize çok acı çektirecek büyük bir altüst oluş”a bağlayan yazılar yazıyordu. Bu kez, Amerika’nın uygulayacağı ekonomik yaptırımı bekliyorlar.)
Karşımızda kendi halkına ateş açan, sivil insanların üzerine tank süren, Meclis’i bombalayan, Cumhurbaşkanı’nı öldürmeye çalışan bir yapı var.
Çok tehlikeli bir yapı üstelik bu...
Biricik özelliği, “irrasyonalite”ye prim tanıması, gerçeklik duygusunu zorlayan bir “hayal dünyası” içinde yaşaması...
Erdoğan’ın öldürülmediği bilgisini alınca canlı yayında çöken Kerim Balcı diye bir tip vardı hani...
Bu tip, geçenlerde, Amerika’da yayın yapan yerel bir FETÖ kanalında açıklama yaparken görüntülendi. Liderlerinin vasıflarını sıralarken şöyle diyordu: “Rasyonel davranmak zorunda değildir. İrrasyonaliteye göre hareket edebilir. Rüyalarla hüküm verebilir.”
Mesele de bu zaten...
Gerçeklik duygusunu yitirdiğinizde, yani rasyonel aklı zorlayan bir gerçeklik dünyası içinde yaşadığınızda, artık sizden her şey beklenebilir.
Halkın üzerine tank sürmek, Meclis’i bombalamak, Cumhurbaşkanı’na “katil timleri” yollamak, taraftarlarınız ve bağlılarınız açısından “hesap verilmesi gereken tasarruflar” olarak görülmez.
FETÖ derken, sadece bu örgütü var eden (irrasyonel) değerler sisteminden bahsetmiyoruz. Aynı zamanda dışarının güdümünde bir örgüt bu... Meşruiyetini, kurduğu “irtibatlar”dan alıyor.
Hadi daha açık konuşalım:
FETÖ, aynı zamanda bir “CIA yatırımı”dır.
Dolayısıyla, “Yeniden darbe olur mu?” sorusuna cevap ararken, bu irtibatları da hesaba katmak durumundayız.
Şunu demeye çalışıyorum:
Deneyeceklerdir... Ya da, bir kalkışmayı meşrulaştıracak siyasal/toplumsal yarılmaların oluşmasını bekleyeceklerdir. İsmet Paşa’nın ifadesiyle, darbe için “şartların olgunlaşmasını” kollayacaklardır.
CHP’nin yöneldiği “yeni siyaset” (aslında “eski siyaset” demek gerekir) bu konuda birtakım can sıkıcı emareler barındırıyor.
Bu partinin liderine, kurduğu temaslara, üslubuna, muhalefet tarzına bakmak gerekiyor. “Yenikapı ruhu” diyen ama bu ruhu yok etmek için elinden her melaneti sergileyen Kılıçdaroğlu, muhalefetini yeniden eski denklem üzerine kurdu.
Bir taraftan (“laikliği” ve “cumhuriyetin değerleri”ni öne çıkararak) “eski”nin (eski anakronik siyasetin) izini sürüyor, diğer taraftan “mağdurlar” edebiyatı yaparak FETÖ’cülere meşruiyet kovalıyor.
Bir “kalkışmaya” gerekçe teşkil edeceğini düşündüğü ne kadar malzeme varsa, sorumsuzca üzerinde tepinmeye devam ediyor.
Bunlar, takdir edersiniz ki, FETÖ’nün ve yeni bir darbe arzulayanların iştahını kabartacak gelişmeler.
Şu sıralarda biraz suskun...
Daha doğrusu, meşgul...
Koltuğunu Muharrem İnce’ye kaptırmamaya çalışıyor.
İnce’yi bertaraf eder etmez “mesaisine” kaldığı yerden devam edecek, yeni bir darbe arzulayanların iştahını kabartacak klasik muhalefetine dönecektir, hiç kuşkunuz olmasın!